Davacı,iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalıların diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, iş kazası sonucu ölüm halinde hak sahiplerinin uğramış olduğu maddi ve manevi zararın giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hak sahiplerinin maddi zararı hesaplanırken öncelikle, tazminat hesabını doğrudan etkileyecek olan sigortalının gerçek ücretinin açıkça saptanması gerekmektedir. Gerçek ücret, işçinin kıdemi, yaptığı işin özelliği ve niteliğine göre işçiye ödenmesi gereken ücrettir. Gerçek ücretin saptanmasında işyeri kayıtları, ücret bordroları araştırılmalı, imzalı ücret bordrosu bulunmaması durumunda işçinin yaşı, kıdemi, meslek durumu, yaptığı iş, gözetilerek emsal işi yapan işçilerin aldığı ücret , yapılan iş ve niteliğine göre ilgili meslek kuruluşundan sorularak gerçek ücret saptanmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 02.07.2003 gün ve E:2003/21-440, K:2003/440 sayılı kararı da bu doğrultudadır).
Somut olayda, ölen sigortalı, işe başladığı ikinci gün kaza geçirdiğinden, işveren tarafından düzenlenen 2002 yılı Eylül ayına ait ücret bordrosunda imzası bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece, zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalının hak sahiplerinin tazminatına esas olmak üzere tanıkların bildirdiği ücretin nazara alınması isabetli sayılamaz.
Yapılacak iş, işçinin yaşı, kıdemi, meslek durumu nazara alınarak, emsal işi yapan işçilerin aldığı ücreti ilgili meslek kuruluşundan (Elektrik Mühendisleri Odası’ndan) sormak, meslek kuruluşu tarafından bildirilen ücret esas alınarak tazminatı yeniden hesaplamak ve Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından hüküm tarihine en yakın tarihe göre hesaplanan peşin sermaye değerini zarardan indirmek ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 03.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.