15. Ceza Dairesi 2015/48 E. , 2018/294 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık (değişen suç vasfına göre hakkı olmayan yere tecavüz)
HÜKÜM : TCK"nın 154, 52/2, 53, 58. maddeler gereğince mahkumiyet
Hakkı olmayan yere tecavüz suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın, köy muhtarlığından istifa ettikten sonra, kendisinin halen muhtar olduğunu söyleyerek köylerinde hayvan otlatan mağdurlara köy merasını 8.500 TL"ye kiralamak suretiyle ve bu kira parasını da mera komisyonuna ödemeyerek kamu kurumu zararına dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia olayda,
Mağdurlar aşamalarda değişmeyen beyanlarında, sanığın, muhtar olmadığını zaten bildiklerini, sanıktan mera kiralamadıklarını, kira hususunda, aralarında yazılı veya sözlü bir anlaşma bulunmadığını, köye geldiklerinde, sanığın kendilerine yardımcı olduğunu, kendi arazisinde taştan bir baraka yaptığını, burada kaldıklarını, verdikleri paranın da, burada yapılan masraflar için olduğunu belirttikleri, sanığın da, aşamalarda değişmeyen beyanlarında, suçlamaları kabul etmeyerek, mağdurlardan meranın kiralanması karşılığında para almadığını belirttiği dikkate alınarak, sanığın mağdurlara yönelik dolandırıcılık teşkil edecek bir eyleminin bulunmadığı, meraların kira karşılığı otlatıldığının ispatlanamadığı, alınan bir kira parası bulunmadığına göre, bundan zarar gören bir kurumun da bulunmadığı, bu nedenlerle dolandırıcılık ve nitelikli dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı, ayrıca; TCK"nın 154. maddesine göre, köy tüzel kişiliğine ait olduğunu veya öteden beri köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş bulunduğunu bilerek mera, harman yeri, yol ve sulak gibi taşınmaz malları kısmen veya tamamen zapt eden, bunlar üzerinde tasarrufta bulunan veya sürüp eken kimsenin cezalandırılacağının hüküm altına alındığı, buna göre; sanığın söz konusu meraları zapt ettiği, tasarrufta bulunduğu veya sürüp ektiğine dair mahkumiyete yeter kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı dikkate alınarak, sanığın 5271 sayılı CMK"nın 223/2-a, e maddeleri gereğince beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde unsurları oluşmayan suç nedeniyle sanığın mahkumiyetine kararı verilmesi,
Kabule göre de;
5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 15/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.