(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi 2019/829 E. , 2021/4644 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu tapu kaydı, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 154 ada 7, 12, 157 ada 5, 6, 163 ada 2, 173 ada 1, 184 ada 2 parsel sayılı muhtelif yüzölçümündeki taşınmazlardan 154 ada 5, 7, 184 ada 2 parseller davalı ... adına, 163 ada 2 parselin çekişmeli payı davalı ... adına tespit ve tescil edilmiş, 154 ada 12, 157 ada 6 parseller davalı ... adına tespit ve tescil edildikten sonra 10.03.2014 tarihinde tapuda kayden satış suretiyle ... adına tescil edilmiş, 173 ada 1 parsel sayılı taşınmaz ise 17.000,01 metrekare yüzölçümüyle davalılar ... ve ... adına tespit edildikten sonra, hükmen 11.355,40 metrekare yüzölçümü ile tespit malikleri adına tescil edilmiştir. Davacı ..., miras yoluyla gelen hakka dayanarak tapu iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı ... çekişmeli taşınmazların müşterek muris ...’ten intikal ettiği, murisin terekesinin taksim edilmediği iddiasıyla yasal miras payına yönelik olarak dava açmış, davalılar ise terekenin taksim edildiğini, taksim sonucunda davacı yana miras payı mukabilinde bedel ödendiğini beyan ederek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece terekenin taksim edildiği, davalılar yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu, gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Toplanan deliller ve dosya kapsamından dava konusu taşınmazların tarafların ortak miras bırakanı ...’ten kaldığı yönünde yanlar arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra mirasçıları arasında yöntemine uygun şekilde bir taksimin yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır. Kural olarak, mirasçılar arasında yöntemine uygun bir taksimin varlığından söz edilebilmesi, ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra tüm mirasçıların bir araya gelerek terekeyi kendi aralarında pay etmeleri, her bir mirasçının kendi payına düşeni aldıktan sonra terekedeki diğer miras haklarından vazgeçmesi koşuluna bağlıdır. Davanın saptanan niteliği ile az yukarıda vurgulanan hukuksal olgular dikkate alındığında, bu konuda yerel mahkemece yapılan araştırma ve soruşturma hüküm vermeye yeterli değildir. Mahkemece, ortak miras bırakan ... terekesinin murisin ölüm tarihinden sonra tüm mirasçıların katılımıyla yöntemine uygun şekilde taksim edilip edilmediği, taksim neticesinde hangi mirasçı ya da mirasçılara miras paylarına karşılık olarak terekeden hangi menkul ya da gayrimenkullerin verildiği ayrıntılı ve somut şekilde saptanmamış, taksim edilmemiş terekede yer alan taşınmaz mallar üzerinde zilyetlikle iktisap koşullarının işlemeyeceği göz ardı edilmiş, taksim hususunda yaşlı tarafsız ve yöreyi iyi bilen mahalli bilirkişiler keşif sırasında hazır edilerek beyanları alınmamış, tanık olarak beyanlarına başvurulan müşterek murisin mirasçılarından ...’nin terekenin taksim edildiği ve taksim neticesinde kendisine taşınmaz isabet ettiği hususundaki beyanları dosya arasına getirtilecek kadastro tutanakları ve tapu kayıtları ile denetlenmemiş, keşifte dinlenilen tanıkların beyanlarının yetersiz, soyut, duyuma dayalı ve gerekçesiz sözlerden ibaret olduğu gözetilmeksizin eksik inceleme ile hüküm kurulması cihetine gidilmiştir.
Hal böyle olunca mahkemece doğru sonuca ulaşılabilmesi için; miras bırakan ...’ün ölüm gününde terekesine dahil olan tüm taşınmaz mallar belirlenip, kadastro tutanaklarının örnekleri getirtildikten sonra taşınmazın bulunduğu yerde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları ve önceki keşfe katılan tanıkların katılımı ile yeniden keşif yapılmalı, murisin terekesinin ölüm tarihinden sonra tüm mirasçıların katılımı ile yöntemince taksim edilip edilmediği, taksim edilmiş ise taksim neticesinde hangi mirasçı ya da mirasçılara miras paylarına karşılık olarak terekeden hangi menkul ya da gayrimenkullerin verildiği, çekişmeli taşınmazların kime düştüğü, taşınmazın kim tarafından, ne şekilde kullanıldığı olaylara dayalı olarak sorulup saptanmalı; yerel bilirkişi ve tanık sözleri terekeye dahil taşınmazların tespit tutanakları ve kesinleşmiş iseler kadastroca oluşan tapu kayıtları ile denetlenmeli, beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli; taksim hususunda yazılı belgenin taksimin şartı olmadığı, sözlü taksim sözleşmesi yapılmış ise bunun tanık, bilirkişi ve diğer delillerle kanıtlanabileceği, öte yandan taksim edilmemiş terekeye dahil bir taşınmaz mal yönünden mirasçılar arasında zilyetlikle iktisap koşullarının işlemeyeceği, salt zilyetliğin taksime karine teşkil etmeyeceği düşünülmeli; bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, belirtilen hususlar gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.06.2021 gününde oybirliği ile karar verildi.