16. Hukuk Dairesi 2020/1434 E. , 2021/1117 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
...
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro Müdürlüğü"nce 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 41. maddesi uyarınca re"sen yapılan düzeltme işlemi sırasında, ...,... Köyü çalışma alanında ve tapuda 1/3"er hisse olarak ..., ..., ... adına kayıtlı bulunan 1018 parsel sayılı 8.604,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 8.347,97 metrekare yüzölçümlü olarak belirlenerek tapu kaydında düzeltme yapılmasına karar verilmiştir. Davacılar ... ve ..., düzeltme işlemi sırasında kendilerine ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiği ve sınırının yanlış belirlendiği, hatanın davalı ..."nün işleminden kaynaklandığı iddiasına dayanarak dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3402 sayılı Kanun"un 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali istemine ilişkin olup, davanın niteliği itibariyle, iptali istenen düzeltme işlemi nedeniyle yüzölçümünün azaldığı iddia edilen taşınmazın tüm paydaşlarının davada yer alması zorunludur. Somut olayda; dosya arasında bulunan tapu kayıt örneğine göre, yüzölçümünün azaldığı belirtilen 1018 parsel sayılı taşınmazda davacılar ... ve ...’ in dışında ... ’ın da paydaş olduğu ancak adı geçen paydaşın davada taraf olarak yer almadığı ve ayrıca davacılar, dava konusu edilen taşınmazların keşif sonrası düzenlenen fen bilirkişi raporuna ek krokide gösterilen 1019 ve 1020 parsel sayılı taşınmazlar olduğunu beyan ettikleri halde, söz konusu taşınmazların malikleri ...,... ’ ya davanın yöneltilmediği, bu haliyle yöntemince taraf teşkili sağlanmaksızın hüküm kurulması cihetine gidildiği anlaşılmaktadır. Oysaki, taraf teşkilinin sağlanması 6100 sayılı HMK’nın 114/1-d maddesi gereğince dava şartlarından olup, mahkeme hakimince yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekir. (HMK 115/1). Taraf teşkili sağlanmaksızın işin esası hakkında karar verilemez.
Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle davacı tarafa; davada yer almayan diğer tapu maliki ...’ın davaya katılımının sağlanması için süre ve imkan tanınmalı; bu şekilde aktif dava ehliyetinin sağlanması halinde; bu kez de davaların 1019 ve 1020 parsel sayılı taşınmazların malikleri ...,...’ya yöneltmeleri süre ve imkan tanınmalı; bu yolla taraf teşkili sağlandıktan sonra adı geçen davalıların davaya karşı savunma ve delilleri sorulup saptanmalı, bildirdikleri takdirde delilleri toplanmalı, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, gerek aktif gerekse pasif dava ehliyeti sağlanmadan işin esasına girilmek suretiyle hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacılara iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12.02.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.