15. Hukuk Dairesi 2019/2164 E. , 2019/5091 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, taraflarca akdedilen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi nedeniyle yapılan ödemelerin iadesi amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptâli ve inkâr tazminatı istemlerine ilişkindir.
Davacı vekili, taraflar arasında 15.04.2008 tarihli kat karşılığı inşaat ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ve 04.10.2009 tarihli ek sözleşme akdedildiğini, sözleşme uyarınca müvekkilinin mülkiyeti davalılara ait taşınmaz üzerine bina inşa etmeyi üstlendiğini, arsa üzerindeki imalâthanenin müvekkili tarafından yıkıldığını, inşaata ilişkin projelerin tasdike hazır hale getirilmesi aşamasında vergi, harç için 10.773,00 TL ödeme yapıldığını, sözleşmedeki paylaşım farkı nedeniyle davalılara 60.000,00 TL elden nakit ödendiğini, inşaat ruhsatı için yapılan başvuruya belediyece verilen cevap karşısında sözleşmede kararlaştırıldığı şekilde inşaatın yapılamayacağının ve uygulama projesi yapılması gerektiğinin anlaşılması üzerine müvekkilince 15.04.2010 tarihli ihtarname keşide edilerek, objektif imkânsızlık gerekçesiyle sözleşmenin feshedildiğini, inşaat ruhsatı için harcanan 10.773,00 TL ile elden ödenen 60.000,00 TL toplamı olan 70.773,00 TL"nin tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptâliyle takibin devamına ve %40 icra inkâr tazminatının ve ifa imkânsızlığı sebebiyle uğranılan kâr kaybının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında sözleşmeler akdedildiğini, ek sözleşmede verilen süreye rağmen davacının inşaata başlamayarak sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini, müvekkillerinin parselinde imar sorunu bulunmadığını, sadece proje tadili gerektiğini, sözleşmeden bir buçuk yıl sonra gerekli izinlerin alınmadığı gerekçesiyle sözleşmenin feshinin kabul edilemeyeceğini, feshe müvekkillerinin sebebiyet vermediklerini, davacının imar iznini almadan parsel üzerindeki binayı yıktığını, davacı aleyhine .... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2010/299 Esas sayılı dosyada tazminat davası açtığını, 60.000,00 TL ödeme yapılmadığını savunarak, davanın reddini ve %40"tan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatının tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilince ve katılma yoluyla davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün olmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
Davacının diğer temyiz itirazları ile davalının temyiz itirazlarına gelince;
2-Bozmadan önce verilen ilk kararda davacı yararına ... yönünden 2.265,23 TL asıl alacak ve 20,38 TL işlemiş faiz, diğer davalı ... yönünden 1.825,21 TL asıl alacak ve 2,73 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.113,55 TL üzerinden itirazın iptâli ile takibin devamına karar verilmiştir. Davalıların katılma yolu ile yaptığı tüm temyiz itirazları ve karar düzeltme talepleri reddedildiğinden ilk kararda davacı yararına hükmedilen bu kısım ile ilgili davacı yararına usulü kazanılmış hak oluştuğu gibi bozmadan sonra mahkemece bozmaya uyularak yapılan inceleme ve alınan bilirkişi raporu neticesinde davacı yüklenicinin yıkım bedeli olarak KDV dahil 4.130,00 TL’yi de talep edebileceği hesap edilmiştir.
Bu durumda mahkemece bozmaya uygun olarak hesaplanan yıkım bedeli ve bozmadan önceki ilk kararda hükmedilip bozma kapsamı dışında kalması sebebiyle davacı yararına usulü kazanılmış hak teşkil eden ve ilgili belediyeye ödenen emlak vergilerinin ve işlemiş faizlerinin toplamı üzerinden itirazın iptâline karar verilmesi gerekirken, davanın tümden reddine karar verilmesi doğru olmadığı gibi, davalıların kötüniyet tazminatı talepleri hakkında olumlu ya da olumsuz hüküm kurulmaması da doğru olmamış, kararın bozulması ugun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, ödenenden 5766 sayılı Kanun"un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 176,60 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan harcın temyiz eden davacıya, 218,50 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan harcın temyiz eden davalılara iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 10.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.