1. Hukuk Dairesi 2020/389 E. , 2021/996 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın il 98 ada 135 ve 324 ada 9 sayılı parseller yönünden davanın reddine, 185 ada 45 sayılı parseldeki 16 no’lu bağımsız bölüm yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, davacı vekilinin istinafı üzerine, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, mirasbırakanın davalı oğlu ...’yı vekil tayin ettiği, ...’nın da tevkil yetkisini kullanarak vekil kıldığı eşi ...marifetiyle çekişmeli taşınmazları temlik aldığı, muvazaa iddiasının kanıtlandığı gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nin 353/1.b.2 maddesi gereğince istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün ortadan kaldırılmasına, 98 ada 135 ve 324 ada 9 sayılı parseller yönünden davanın kabulüne, 185 ada 45 sayılı parseldeki 16 no’lu bağımsız bölüm yönünden ise davanın açılmamış sayılmasına işkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... "ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakan ...’in maliki olduğu 98 ada 135, 324 ada 9 ve 185 ada 45 sayılı parseldeki bir dairesini davalılara satış göstererek temlik ettiğini, yapılan temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu, mirasbırakanın varlıklı bir insan olup, mal satmaya ihtiyacı olmadığını, çekişmeli işlemleri vekaleten gelininin yaptığını, annesi ...’ın genç yaşta ölümü nedeniyle babaannesinin yanında büyüdüğünü, bu nedenle de dışlandığını ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiş, yargılama sırasında halen mirasbırakan adına kayıtlı 185 ada 45 sayılı parseldeki 16 no’lu bağımsız bölüm yönünden davayı takip etmediğini bildirmiştir.
Davalılar, çekişmeli taşınmazların bedeli karşılığında satın alındığını, mirasbırakanın zengin bir kişi olduğunu, davacının da hakkını koruduğunu, mal kaçırma amacı bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle 98 ada 135 ve 324 ada 9 sayılı parseller yönünden davanın reddine, 185 ada 45 sayılı parseldeki 16 no’lu bağımsız bölüm yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, davacı vekilinin istinafı üzerine, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, mirasbırakanın davalı oğlu ...’yı vekil tayin ettiği, ...’nın da tevkil yetkisini kullanarak vekil kıldığı eşi Sevgi marifetiyle çekişmeli taşınmazları temlik aldığı, muvazaa iddiasının kanıtlandığı gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nin 353/1.b.2 maddesi gereğince istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün ortadan kaldırılmasına, 98 ada 135 ve 324 ada 9 sayılı parseller yönünden davanın kabulüne, 185 ada 45 sayılı parseldeki 16 no’lu bağımsız bölüm yönünden ise davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
1924 doğumlu mirasbırakan ...’in 27.07.2010 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak dava dışı eşi ...’yi, davalı oğlu ...’yı, 01.02.2004 tarihinde ölen oğlu ...’ın davalı çocukları ... ve ... ile 23.10.1996 tarihinde ölen ...’dan ( ...’ın kızı ) olma davacı ...’i bıraktığı anlaşılmıştır.
Celp edilen tapu kayıtları ve vekaletnamelerden; mirasbırakan ...’in taşınmaz satın almak, tüm taşınmazlarını dilediğine dilediği bedelde satmak vs konularda geniş yetkiler içerecek şekilde ve tevkile de yetkili halde ...’i Çorum 2. Noterliği’nin 03.05.2005 tarih ve 7587 yevmiye no’lu vekaletnamesi ile vekil tayin ettiği, vekil ...’nın da tevkil yetkisini kullanarak mirasbırakan Nurettin’e ait taşınmazları satmak üzere kendi eşi ...’i Çorum 2. Noterliği’nin 20.04.2009 tarih ve 8120 yevmiye no’lu vekaletnamesi ile vekil kıldığı, dava konusu 98 ada 135 ve 324 ada 9 parsel sayılı taşınmazların tamamı mirasbırakan Nurettin’e ait iken, mirasbırakana vekaleten ...’in, 98 ada 135 sayılı parselin tamamı ile 324 ada 9 sayılı parselin ½ payını davalı ...’ya, 324 ada 9 sayılı parselin 1/4’er paylarını da diğer davalılar Ali ve Gülşah’a 04.05.2009 tarih ve 10045 yevmiye no’lu akitle satış yoluyla devrettiği, davalılar Ali ve Gülşah’ın temlik aldıkları 9 sayılı parseldeki 1/4’er paylarını davalı ...’ya 24.05.2016 tarihinde sattıkları kayden sabittir.
Öte yandan, mirasbırakanın ölümü ile geriye bıraktığı terekesi incelendiğinde;
1- Ankara ili Çankaya ilçesinde kain 5228 ada 3 sayılı parseldeki 8 no’lu bağımsız bölümün tamamını bıraktığı, tüm mirasçılara intikal işleminin yapıldığı,
2- Çorum ilinde 16 parça taşınmaz bıraktığı, veraset ve intikal beyannamesi de dikkate alındığında bu taşınmazların daire, arsa ve tarla niteliğinde olduğu,
3- Muğla ili Marmaris ilçesinde kain 185 ada 45 sayılı parseldeki 16 no’lu bağımsız bölümün tamamını bıraktığı, eldeki davada dava konusu yapılmış ise de, mirasbırakan adına kayıtlı olduğunun anlaşılması üzerine bu taşınmaz yönünden davadan vazgeçildiği,
4- Ejder Blok Tuğla Un İrmik Gıda San. Tic. A.Ş.’ne ait 20.000 adet hisse bıraktığı, şirket sermayesinin 4.000.000,00 TL tutarında olduğu tespit edilmiştir.
Dinlenen davacı tanıklarının özetle, çekişmeli taşınmazların devri ile ilgili ve para alışverişi hakkında bilgilerinin olmadığını, iç ilişkileri bilmediklerini, mirasbırakanın mal satmaya ihtiyacı olup olmadığını bilmediklerini, davacı ...’in babasının yanında büyüdüğünü beyan ettikleri görülmüştür.
Bilindiği üzere, 4721 sayılı TMK’nin 6. maddesinde; "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." ve 6100 sayılı HMK’nin 190/1. maddesinde; "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir." düzenlemelerine yer verilmiştir.
Eldeki dava, taraflarca getirilme ilkesine tabi olup, davanın niteliği gereği ispat yükü de davacı tarafa aittir.
Somut olayda, mirasbırakanın azımsanmayacak miktarda bir malvarlığını tüm mirasçılara bıraktığı, mirasbırakanın davacı ...’ten mal kaçırmak istemesi halinde tüm malvarlığını ya da büyük bir kısmını kaçırmaya çalışacağı, ne var ki yapmadığı, dinlenen davacı tanıklarının işlemlerin muvazaalı olduğuna yönelik herhangi bir beyanda bulunmadıkları, aksine olayları bilmediklerini beyan ettikleri, yukarıda belirtildiği üzere ispat yükünün davacı tarafa ait olduğu, ancak dosya kapsamındaki deliller ile davacı tarafın temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ispat edemediği anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalılar vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371/1-a maddesi uyarınca Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK’nun 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.