Davacı,  sigorta kayıtlarında yanlışlıkla Muhittin olarak geçen ismin Mehdi olarak düzeltilmesine   karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin  kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.   
Davacı SSK. kayıtlarında “M.T.” olarak yazılı bulunan isminin “M.T.” olarak düzeltilmesini istemiştir.
Mahkemece istek aynen hüküm altına alınmış ise de, bu sonuca eksik inceleme ile ulaşılmış olup verilen hüküm usul ve yasaya uygun değildir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının N.-P. oğlu 15.12.1948 doğumlu D. Merkez-B.Mahallesi, cilt no ...hane no ....da nüfusa kayıtlı M.T.olduğu 1.3.1977. 1.9.1977, 1.7.1978, 1.4.1980,4.11.1983, 25.9.1984, 1.2.1985 tarihli bildirgelerin hane, cilt ve sayfa no.ları farklı M.T.adlı kişi adına düzenlendiği, davacının kendisine ait olduğunu iddia ettiği ..... sigorta sicil nosunda kayıtlı olan şahıs ile nüfus kimlik bilgilerinin farklılıklar gösterdiği anlaşılmaktadır. Bu tür davalarda gösterilmesi gereken özen gereğince, sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için öncelikle gerek Sosyal Sigortalar Kurumundan gerekse davacının çalıştığı tüm işverenler yanında bulunan ve davacının imzası ile fotoğrafını içeren ücret tediye bordrosu ve bildirge gibi tüm belgeler ayrı ayrı getirtilip davacıya aidiyeti yönünden imza ve fotoğraf incelemesi yapılmalı, işyerlerinin  kapsam ve niteliği araştırılarak işyerlerinin bunlar yoksa komşu işyerlerinin  kayıtlara geçmiş tanıkları dinlenmeli, nüfus kayıt bilgileri ayrı ayrı istenerek M.T. adına bildirilen bu çalışmaların davacıya ait olup olmadığı, hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde ve her türlü delille araştırılarak sonuca gidilmelidir.
Mahkemece, açıklanan bu yönler üzerinde durulmaksızın  sadece kayıtlı olmayan  tanık beyanları ve zabıta araştırmasına dayanılarak eksik araştırma ve incelemeyle sonuca gidilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 31.03.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.