17. Hukuk Dairesi 2014/10813 E. , 2017/1787 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacılar vekili, davalıların maliki ve sigortacısı olduğu otobüste yolcu olarak bulunan müvekkillerinin iki taraflı trafik kazası sonucu üçer gün iş ve güçlerinden yoksun kalacak şekilde yaralandığını, elem çektiğini beyanla her bir müvekkili için ayrı ayrı 1.000’er TL maddi, 5.000’er TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle davacı ... hakkındaki maddi tazminat talebini toplam 21.673 TL’ye yükseltmiş, davacılar.... ve... bakımından maddi tazminat talebinden vazgeçmiştir.
Davalı ...Ş. vekili, alacağın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin manevi tazminattan sorumlu olmadığını, davacıların olay ile zarar arasındaki illiyet bağını kanıtlaması gerektiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı... Turizm Seyahat ve Ticaret Ltd Şti vekili, davacıların cismani zararı oluşmadığını, manevi tazminat talep edilemeyeceğini, kazada müvekkili şirkete ait aracın sürücüsünün kusuru bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalı aracın kusuru olmadığından bahisle davacının davasının reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle işgöremezlik tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
818 sayılı BK."nun (6098 sayılı TBK’nun 74. maddesi) “ceza hukuku ile medeni hukuk arasında münasebet” başlıklı 53. maddesi: “Hakim, kusur olup olmadığına yahut haksız fiilin failinin temyiz kudretine haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun mesuliyete dair ahkamiyle bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinde verilen beraat kararıyla da mukayyet değildir. Bundan başka ceza mahkemesi kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarını tayin hususunda dahi hukuk hakimini takyit etmez.” hükmünü içermektedir.
Hukuk hakiminin kural olarak ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı olmadığı ancak aynı olay nedeniyle ceza yargılamasında hükme dayanak alınan maddi olgularla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusunda tamamen bağlı olacağı gerek öğreti, gerekse de yargısal uygulamada istikrarla kabul edilmektedir.
Hal böyle olunca, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır (HGK, 24.12.2014 gün ve 2014/4-846 E., 2014/1091K).
Mahkemece hükme esas alınan ATK raporunda murisin yolcu olarak bulunduğu, davalıların maliki ve zorunlu trafik sigortacısı olduğu otobüsün sürücüsü ....’in kusursuz, dava dışı karşı aracın sürücüsü ....’ın %100 kusurlu olduğu belirtilmiştir. Davaya konu trafik kazası ile ilgili ceza dosyasında keşif sonucu aldırılan bilirkişi raporunda ise dava dışı karşı aracın sürücüsü .... asli kusurlu, davacıların murisinin yolcu olarak bulunduğu, davalıların maliki ve zorunlu trafik sigortacısı olduğu otobüsün sürücüsü Şevket tali kusurlu bulunmuş, hüküm Yargıtay ilgili ceza dairesi tarafından 11.07.2013 tarihinde onanmıştır. Ceza dosyasında aldırılan bilirkişi raporu ile mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu arasındaki kusur oranlarına ilişkin çelişki giderilmeden karar verilmesi doğru olmayıp rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Kaldı ki, davacılar davalıların maliki ve sigortacısı olduğu otobüste yolcu olarak bulunmakta olup, davalı otobüs maliki yönünden 6102 sayılı TTK"nun 914 (eski 806) vd maddelerinde düzenlenen taşıma kurallarına göre taşıyan olarak doğan zarardan kusursuz sorumluluğunun da tartışılması gerekir. Bu durumda mahkemece, İTÜ"den veya Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Fen Heyeti
Müdürlüğü’nden seçilecek uzman bilirkişi kurulundan alınacak bilirkişi raporu ile bilirkişi raporu içeriği, ceza dosyası ve tüm dosya kapsamına göre tarafların olaydaki kusur oranları hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenip kusur yönünden meydana gelen çelişkiler giderilerek, davalı otobüs işleteni yönünden 6102 sayılı TTK"nun 914 (eski 806) vd maddeleri de tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsiz olup hükmün bozulması gerekmiştir.
2- Bozma neden ve şekline göre, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 21.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.