2. Hukuk Dairesi 2015/15317 E. , 2016/7536 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı kadın tarafından, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, erkek lehine hükmedilen manevi tazminat, müşterek çocukların velayetleri ile iştirak nafakaları yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, manevi tazminat ve iştirak nafakalarının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Mahkemece, "çocukların fiili ayrılık süresince baba yanında olmaları nedeniyle alıştıkları çevreden uzaklaşmak istememeleri ve uzman görüşü” gerekçe gösterilerek tarafların müşterek çocukları 19.12.2000 doğumlu ... ile 14.09.2005 doğumlu ...."ın velayeti babaya bırakılmıştır. Ancak bu hususta müşterek çocuklar mahkemece dinlenmemiştir. Velayet kamu düzenine ilişkin olup, re"sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu nedenle yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Müşterek çocuklar yaşları itibarıyla idrak çağındadır. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. maddesi iç hukuk tarafından yeterli idrake sahip olduğu kabul edilen çocuklara, kendilerini ilgilendiren davalarda görüşlerini ifade etmeye olanak tanınmasını ve görüşlerine gereken önemin verilmesi gerektiğini öngörmektedir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana/baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır. Çocuğun bu konulardaki üstün yararını belirlerken; çocuk yetişkin biri olmuş olsaydı, kendisini ilgilendiren bir olayda, kendi yararı için ne gibi bir karar verebilecekti ise, çocuk için karar verme makamındaki kişinin de aynı yönde karar vermesi gerekir. Yani çocuğun farazi düşüncesi esas alınmalıdır.
Bu bakımdan müşterek çocuklar ... ve ..."ın mahkemece veya istinabe suretiyle eğitim, kültür, yaşam olanakları bakımından nerede yaşamak istediği konusunda bilgilendirilerek, velayet hakkındaki tercihinin kendilerinden sorulması suretiyle tüm deliller birlikte değerlendirilip, ebeveynlerinden hangisi yanında kalmasının çocukların menfaatine olacağı tespit edildikten sonra, sonucuna göre karar verilmesi gereklidir. Bu hususlar nazara alınmadan, velayetle ilgili eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde düzenlemeye gidilmesi isabetli bulunmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre davacı-karşı davalı kadının ve davalı-karşı davacı erkeğin iştirak nafakasına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 06.04.2016 (Çrş.)