Davacı, davalı işveren nezdinde 16.12.1973-24.11.1977 tarihleri arası çalıştığı günlerin tesbitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalılardan kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Dava, davacının 16.12.1973-24.11.1977 tarihleri arasında davalı işyerinde geçen ve Kuruma kayıt ve tescil edilmeyen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiştir. 506 sayılı Yasa’nın 3/I-A maddesinde, 24.11.1977 tarihinde yürürlüğe giren 2100 sayılı kanunla yapılan değişiklikle, orman İşleri ile kamu ve özel sektöre ait tarım işlerinde ücretle çalışanlar sigortalı sayılmıştır. 506 sayılı Yasa’nın 3/I-A maddesinin, davacının çalışmasının geçtiği dönemde yürürlükte bulunan şekline göre, orman İşleri ile kamu ve özel sektöre ait tarım işlerinde çalışanlar bu kanun uygulanmasında sigortalı sayılmazlar. Davacı adına SSK’na 08.03.1978 tarihinde intikal ettirilen 24.11.1977 tarihli işe giriş bildirgesi davalı işyeri tarafından düzenlenmiş, davacının tespitini istediği tarih 2100 sayılı Yasa"nın yürürlüğe girdiği 24.11.1977 tarihinden öncesini kapsamaktadır. 2100 sayılı Yasa"nın yürürlüğe girdiği tarihten önceki çalışmaların sigortalı hizmet olarak 506 sayılı Yasa"nın 79/10 maddesi gereğince tesbiti için davacının tarım-orman işine yönelik bir çalışmasının mevcut olmaması gerekir. Başka bir anlatımla, davacı davalı işverene ait işyerinde tarım-orman işçisi, somut olayda hayvan bakıcısı olarak çalıştığından bu çalışmaların sigortalı olarak değerlendirilmesine yasal olanak yoktur. Yargıtay"ın oturmuş ve yerleşmiş görüşleri de bu doğrultudadır. Mahkemece, davacının davalı işyerinde yaptığı işin tarım işi olduğu dikkate alınarak 24.11.1977 tarihinde yürürlüğe giren 2100 sayılı Yasa ile kapsama alındığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 27.03.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.