Fuhuş - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2020/1197 Esas 2020/6798 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/1197
Karar No: 2020/6798
Karar Tarihi: 09.06.2020

Fuhuş - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2020/1197 Esas 2020/6798 Karar Sayılı İlamı

Özet:

İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi, insan ticareti suçundan sanıklar hakkında beraat kararı vermiştir. Bu nedenle, fuhuş suçundan hüküm kurulmasına yer olmadığı kararı verilmiştir. İnsan ticareti ve fuhuş suçları farklı unsurlara sahip olduğundan, failin her bir suç için ayrı cezalandırılması gerektiği belirtilmiştir. Mahkeme tarafından iletişimin tespiti kararlarıyla elde edilen görüşme kayıtlarının, fuhuş suçu açısından yasal delil niteliği taşımadığı ve yeterli delil olmadan mahkumiyet kararı verildiği tespit edilmiştir. TCK'nın 44. maddesi uyarınca fikri içtima bulunmadığı belirtilmiştir. Çaresizlikten söz edebilmek için kişinin muhtaç durumda bulunması gerektiği belirtilerek, sanıkların mağdurların çaresizliğinden yararlanarak suç işlediği açıklanmadığından, TCK'nın 227/4. maddesinin yetersiz gerekçeyle uygulandığı belirtilmiştir. Sanıkların temyiz nedenleri görüldüğünden, hükümlerin bozulmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri ise TCK'nın 44., 227/2. ve 227/4. maddeleridir.
18. Ceza Dairesi         2020/1197 E.  ,  2020/6798 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Fuhuş
    HÜKÜMLER : Mahkumiyet, beraat


    KARAR

    Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre ve inceleme konusu dosyada insan ticareti suçundan sanıklar hakkında İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2007/125 esas, 2011/148 sayılı kararıyla beraat kararı verildiğindan bu suçtan hüküm kurulmasına yer olmadığı kararlarının verildiği, insan ticareti ile fuhuş suçlarının unsurları itibariyle ayrı olduğu, her iki suçun da gerçekleştiği kabul edildiğinde, failin ayrı ayrı cezalandırılmasının gerektiği, TCK"nın 44. maddesinde belirtildiği biçimde fikri içtimadan söz edilemeyeceği, tebliğnamede isimleri belirtilen mağdurların iddianamede yer almadığı, bu mağdurlara yönelik sanıklar hakkında inceleme konusu dosyada dava açılıp hüküm kurulmadığından tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmeyerek yapılan incelemede,
    A- Sanık ... müdafii sıfatı ile kararı temyiz ettiği anlaşılan Av. ...’in, dosyada sanık adına düzenlenmiş vekaletnamesinin bulunmadığı,
    Anlaşıldığından, vekalet ücretine yönelik sanık ... müdafiinin temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
    B- Diğer hükümlerin temyizine gelince,
    Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak;
    1- İletişimin tespiti kararlarının “insan ticareti” suçundan alınmış olması ve bu kararların verildiği tarihlerde “fuhuş” suçunun CMK"nın 135. maddesindeki katalog suçlar arasında yer almaması nedeniyle iletişimin tespiti kararlarıyla elde edilen görüşme kayıtlarının, fuhuş suçu açısından yasal delil niteliğine haiz olmadığı halde hükme esas alınması, sanıkların, TCK"nın 227/2. maddesindeki seçimlik hareketlerden hangisini ne şekilde gerçekleştirdiği, her bir mağdura yönelik maddi fiilin açıkça kişi, yer ve zaman gösterilip iletişimin tespiti kararları dışındaki mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanması gerekirken dosyadaki deliller genel ve soyut olarak değerlendirilerek yetersiz gerekçeyle mahkumiyet kararları verilmesi,
    2- Kabule göre, sanıkların cebir veya tehdit kullanarak, hile ile ya da çaresizliklerinden faydalanarak mağdurları fuhuşa sevkettiğine dair delil elde edilemediği gibi, çaresizlikten söz edebilmek için kişinin muhtaç durumda bulunması, bu muhtaç halin yarattığı sonuçtan yararlanılarak sömürülmesinin gerektiği, TCK"nın 227/4. maddesinde belirtilen çaresizlik halinde, hayatını devam ettirmek, bir yerde kalmak veya gitmek gibi konularda yapacak bir şeyi olmayan kimsenin durumunu anlamak gerekli olup, bu nitelikli halin varlığının kabulü için, mağdurun üstesinden gelemeyeceği bir çaresizlik ortamında bulunması gerektiğinin anlaşılması karşısında; sanıkların mağdurların ne şekilde çaresizliğinden yararlanarak atılı suçu işlediği açıklanıp tartışılmadan yetersiz gerekçeyle TCK"nın 227/4. maddesinin uygulanması,
    Kanuna aykırı, sanıklar ..., .., ..., ... müdafileri ve sanık ..."in temyiz nedenleri görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 09/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.










    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.