1. Hukuk Dairesi 2016/8239 E. , 2016/10709 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ-YIKIM
Taraflar arasındaki davadan dolayı ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 24.03.2015 gün ve 2014/290 esas 2015/330 karar sayılı hükmün bozulmasına ilişkin olan 21.01.2016 gün ve 9828-649 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve eski hale getirilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı, kayden maliki olduğu 2536 ada 11 parsel sayılı taşınmaza davalının binasının taşkın olduğunu ileri sürerek, elatmanın önlenmesine, yıkım sureti ile taşınmazın eski hale getirilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, komşu 12 parsel sayılı taşınmazı... isimli kişiden satın aldığını, satın aldığı kişinin binayı yapmadan önce aplikasyon yaptırıp inşaat ruhsatı aldığını, iyiniyetli olduğunu, binanın değerinin taşınmazın değerinden fazla olduğunu, mahkemenin belirleyeceği değer üzerinden taşınmazı satın almaya hazır olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, çekişme konusu taşınmaza davalının haksız yere müdahale ettiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişmeye konu 2536 ada 11 nolu imar parselinin 01.10.2013 tarihinde satışa istinaden davacı adına, kat irtifakı kurulu komşu 2436 ada 12 nolu imar parselinin ise davalı adına kayıtlı olduğu, anılan taşınmazı davalının 04.05.2007 tarihinde edindiği, tedavüllü tapu kayıtlarının eski sahife numaralarının aynı olması sebebi ile her iki taşınmazın imar öncesi aynı parselden geldiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; yasal ayrıcalıkların dışında ayrılmaz parçanın (mütemmim cüz"ün) mülkiyeti ve buna bağlı olarak tasarruf hakkı üzerinde bulunduğu arza bağlıdır. Bu husus Medeni Kanunu"nun 684.maddesinde açıkca vurgulanmıştır. Ne var ki, yürürlükten kalkmış olan 6785 sayılı Yasanın 1605 sayılı Yasa ile değişik 42/c ve halen yürürlükte bulunan 3194 sayılı imar Yasasının 18.maddelerinde özel hükümler getirilmek suretiyle ayrılmaz parça (mütemmim cüz) olan yapı ile arz arasındaki hukuki ilişki kesilmiş bazı durumlarda yapı, üzerinde bulunduğu yerin malikinden başkasına bırakılarak imar parsellerinin oluşturulabileceği öngörülmüştür. Böylece yapıların bedelleri ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmediği veya aralarında bu yönde bir anlaşma yapılmadığı yada ortaklığın giderilmesi davası açılmadığı sürece bu yapıların ömürlerini dolduruncaya kadar eski sahiplerine kullanma imkanı sağlanmıştır.
Öte yandan, zeminin maliki olan kişinin taşınmazı bizzat kullanma yetkisi sınırlanmış, ayrılmaz parça (mütemmim cüz) durumunda olan yapı üzerinde tasarruf etme gücü özel yasa ile kısıtlanmıştır.
298l sayılı Yasanın 3290 sayılı Yasa ile değişik l0/c maddesi de aynı doğrultuda hüküm getirmiştir.
Gerçekten, bir kimse kendisine veya yasanın himaye ettiği bir hakka dayanarak üçüncü bir şahsa ait bir taşınmaz üzerine ayrılmaz parça (mütemmim cüz) niteliğinde yapı inşaa etmiş imar uygulaması sonucu bu yer davacıya ait imar parseli içerisinde kalmış ise, kendi arzu ve iradesi dışında idari kararla oluşan bir durum söz konusu olduğundan kusurlu sayılamaz. İşte bu nedenle yukarıda değinildiği gibi yasa koyucu imar parseli malikine karşı yapı sahibini koruma zorunluluğunu duymuştur.
Somut olaya gelince; davalıya ait yapının davacı parsele olan taşkınlığının imar sonucu meydana gelmediği, imar uygulamasının kesinleşerek 19.12.1989 tarihinde ve 6512 yevmiye numarası ile tapuya tescil edildiği davalıya ait yapının ise 30.01.1997 tarihinde yapı ruhsatı aldığı yapılan incelemeden anlaşılmıştır.
Anılan bu hususlar davacının karar düzeltme isteği üzerine yeniden yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından, karar düzeltme isteğinin HUMK nın 440.maddesi uyarınca kabulü ile Dairenin 21.01.2016 tarihli 2015/9828 E, 2016/649 K. sayılı BOZMA kararının ORTADAN KALDIRILMASINA ve mahkemenin 24.03.2015 tarihli, 2014/290 E, 2015/330 K. sayılı kararının ONANMASINA aşağıda yazılı 2.751,95 TL bakiye onama harcının davalıdan alınmasına, 30.11.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.