8. Hukuk Dairesi 2013/9637 E. , 2014/3513 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 9. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/02/2013
NUMARASI : 2012/1042-2013/175
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire"ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R
Davacı üçüncü kişi vekili, Ankara 11. İcra Müdürlüğü’nün 2012/5989 sayılı Takip dosyasında yapılan 08.08.2012 günlü hacze konu menkullerin davacı üçüncü kişiye ait olduğunu, sonradan muhafaza işlemini önlemek için haciz baskısı altında 10.000,00.-TL’sını dosyaya yatırmak zorunda kaldıklarını, borçlunun bir başka adreste faaliyet gösterdiğini, hatta burada hacizler de yapıldığını belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına ve tazminata karar verilmesini istemiştir.
Davalı alacaklı vekili, bir başka takip dosyasında dava konusu haciz adresinin borçluya ait olarak gösterildiğini, hatta bu hacizde borçlunun da hazır bulunduğunu ve yine bir başka takip dosyasında üçüncü kişi şirket yetkilisinin davalı borçluya icra kefili olduğunu, tüm bu hususların alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı hareket edildiğini gösterdiğini, sunulan delillerin de istihkak iddiasını kanıtlamaya elverişli olmadığını belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı borçlu, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre: Davalı borçlunun davacı üçüncü kişi şirket ile birlikte çalıştığı, İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, ispat yükü altında olan üçüncü kişinin sunduğu delillerin ve tanık anlatımlarının istihkak iddiasını kanıtlamaya elverişli olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir.
Dava konusu, alacak miktarından daha az olması nedeni ile muhafaza baskısı altında yatırılan bedele dönüşmüştür.
Dava konusu haciz, üçüncü kişinin faaliyet adresinde yapılmıştır. Burada ödeme emri tebliğ edilmemiş, borçlunun daha önce aynı yerde faaliyet gösterdiğine dair bilgi ve belge de ele geçmemiştir. Esasen davalı alacaklı taraf, borçlunun davacı şirket ile birlikte çalıştığını savunmaktadır.
Ne var ki icra takibine dayanak borç bonodan kaynaklanmakta olup, bunun davacı şirket ile ilgisini gösteren bir delil dosyaya yansımamıştır. Davalı borçlu, davacı şirketin resmi ortağı dahi olsa şahsi borcu nedeni ile şirket malvarlığı haczedilemeyecektir.
Bir başka dosyada yapılan hacizde borçlunun hazır bulunması ya da üçüncü kişi şirket yetkilisinin dosya borcuna kefil olması da bu sonucu değiştirmeyecektir.
Davacı üçüncü kişi şirkete ait vergi tarh dosyası ile ticaret sicil kayıtlarına göre borçlunun davacı şirket ile birlikte alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı işlemler yaptığını gösteren bir delil de bulunmamaktadır.
Somut olayda, İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesi üçüncü kişi yararınadır. Haczedilen mallar da davacı şirketin iş yerinde satış amacı ile bulundurulan ürünler olup, davalı alacaklı taraf karinenin aksini kanıtlamaya yönelik delilleri dosyaya sunamamıştır.
Davanın kabulü yerine oluşan ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı biçimde reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
Kabule göre de: Teminat karşılığında takibin durdurulması kararı verildiği ve mahkemece öngörülen teminat tutarı yatırıldığı halde İİK’nun 97/13. maddesi uyarınca alacaklı yararına tazminata hükmedilebilmesi için aranan koşulların gerçekleştiğinin dikkate alınmaması da isabetli değildir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK"nun 366 ve 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine,
27.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.