8. Ceza Dairesi Esas No: 2017/19432 Karar No: 2017/12451 Karar Tarihi: 07.11.2017
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2017/19432 Esas 2017/12451 Karar Sayılı İlamı
8. Ceza Dairesi 2017/19432 E. , 2017/12451 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hükümlü veya tutuklunun kaçması HÜKÜM : Beraat
Gereği görüşülüp düşünüldü: Sanık hakkındaki Dairemizin 11.07.2017 gün ve 2017/9365 esas ve 2017/8930 karar sayılı onama kararı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 15.09.2017 tarihli itirazı üzerine kaldırılarak yeniden yapılan incelemede, Oluşa ve dosya kapsamına göre; 3 ay tazyik hapis cezasının infazı sırasında 4 gün izin alarak açık ceza infaz kurumundan ayrıldıktan sonra izinden dönmesi gereken tarihi takip eden 48 saat içinde teslim olmayan sanığın eyleminin 5275 sayılı Kanunun 97. maddesi atfıyla TCK.nun 292/1. maddesinde düzenlenen hükümlünün kaçması suçunu oluşturduğu gözetilmeden mahkumiyeti yerine yazılı şekilde sanığın ceza infaz kurumunda kalmasını sağlayan belgenin hapsen tazyik kararı olduğu gerekçesiyle beraat kararı verilmesi, Yasaya aykırı, Cumhuriyet Savcısıının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 07.11.2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY GEREKÇESİ
TCK.nun 292. maddesinde firar suçunun oluşabilmesi için sanığın tutuklu veya hükümlü statüsünde olması gerektiği belirtilmiştir. 5275 sayılı kanunda tazyik hapsi ya da disiplin hapsi olanlar, hükümlü kapsamında değerlendirilmiş ise de bu durum bu kişilerin infazının ne şekilde yapılacağına dair bir düzenlemedir. Kaldı ki bu kanunda ve diğer kanunlarda hükümlünün tanımı yapılmamıştır. Tazyik hapsi ya da disiplin hapsi olanlar diğer hükümlülerin işleyebileceği 5275 sayılı Kanunun 97 ve 105/A-8 maddelerinde tanımlanan fiilleri işlemek suretiyle TCK.nun 292. maddesine göre cezalandırılmaları mümkün değildir. 5275 sayılı Kanunun hükümlülere tanıdığı bir çok haktan (izin, koşullu salıverme, açık cezaevine ayırma gibi.) yararlanmaları da mümkün değildir. Ancak gerek doktrinde gerek uygulamada CMK.nun 223. maddesinden hareketle bir ceza mahkemesince suç olarak düzenlenen bir eylem nedeniyle mahkum olan ve mahkumiyet kararı hükmü kesinleşen kişi hükümlü olarak tanımlanagelmiştir. Ceza hukukunun temel prensiplerinden birisi kıyas yasağı ve genişletici yorum yasağıdır. TCK.nun 292. maddesinde belirtilen hükümlü kavramına bir suçtan hükümlü olanlar dışında cezaevinde kalması gerekenlerin de dahil edilmesi bu prensiplere aykırılık teşkil edecektir. Kanun koyucu, gözaltına alınanların, özel ceza infaz kurallarına uymayanların ve hatta tutuklanmak üzere haklarında yakalama kararı verilenlerin görevlerinin elinden kaçmasını dahi suç kapsamına almamıştır. Amaçsal yorum yapacak olursak bu kişilerin de evleviyetle bu madde kapsamına alınması düşünülebilir ki, bu kanun koyucunun yerine geçmek ve genişletici yorum yapmak sonucunu doğurur. Kanun koyucu isterse bu hususu maddeye bir cümle ekleyerek düzenlemeye dahil edebilir. Nitekim 5275 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra bu suçun temyiz incelemesinde görevli 4, 9 ve 16. Ceza Daireleri de benzer şekilde bir suç nedeniyle mahkum olanlar dışındakileri bu madde kapsamında değerlendirmemiştir. Sonuç olarak, sanığın hukuki durumu yani statüsü TCK.nun 292. maddesinde özgü suç olarak tanımlanan suçun faili kapsamında kalmamaktadır. Bu nedenle de bu sanığın eylemi suç kapsamına alınmadığından sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir.07.11.2017