17. Hukuk Dairesi 2014/16092 E. , 2017/1741 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ..., dahili davalılar Mustafa ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu ...’nin alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazın 3/16 hissesini 10.12.1998 tarihinde ortağı ve akrabası davalı ...’e, ....’ın da 24.5.2001 tarihinde eşit hisselerle dahili davalılar ... ve ...’a sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı borçlu ..., .... mahkemelerinin yetkili olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili,... mahkemelerinin yetkili olduğunu, aciz belgesi sunulmadığını, taşınmazın 8/16 hissesi müvekkiline ait olduğundan borçluya ait 3/16 hisseyi de ipotekle birlikte 7.000 TL bedelle aldıkların belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dahili davalılar ... ve ... vekili, dava konusu taşınmazı iyiniyetle ve dava dışı şirketin borcuna mahsuben üzerindeki ipoteklerle aldıklarını, aldıktan sonra taşınmazda iyileştirmeler yaptıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Yetkili Mahkemece aciz belgesinin yokluğu nedeniyle verilen red kararı Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 16.10.2000 tarihli ilamı ile 4.1.1999 tarihli haciz tutanağının İİK’nun 105 maddesi kapsamında geçici aciz belgesi niteliğinde olması nedeniyle davanın esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken dava şartı yokluğundan davanın reddinin isabetli olmadığı gereğine değinilmiş; Mahkemece iddia, savunma toplanan deliller ve bozma ilamı doğrultusunda davalı 3.kişi ...’in dava konusu taşınmazı düşük bedelle alması ve davalı borçlunun kız kardeşinin eşinin kardeşi olması nedeniyle borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması, dahili davalılar İbrahim ve ...’ın da dava konusu taşınmaz hissesini ihtiyati hacizle almaları ve davalı ... ile ticari ilişki içinde olmaları nedeniyle kötüniyetli oldukları gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ..., dahili davalılar .... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK’nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Tasarrufun iptali davasının dinlenebilmesi için borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması gereklidir.
Somut olayda davanın açıldığı tarih itibarıyla borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleştiği anlaşılmakta ise de yargılama sırasında borçlu tarafından davacı aleyhine açılan dava sonucu....İcra Hukuk Mahkemesinin 2004/127 Esas 2004/224 Karar sayılı ilamı ile İcranın geri bırakılmasına karar verildiği ve hükmün 14.3.2005 kesinleştiği anlaşılmaktadır. Daha sonra davacı tarafından davalı borçlu aleyhine açılan dava sonucu ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.12.2011 tarihinde kesinleşen 2005/165 Esas 2008/96 Karar sayılı ilamı gereğince dava konusu takip dosyasına konu çeklerle ilgili 22.500 TL alacağın her çek için ibraz tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı borçludan tahsiline karar verilmiş ise de anılan ilamla ilgili davacı tarafından yapılmış bir icra takibi bulunmadığı, ayrıca eldeki davanın TBK’nun 19.maddesinde düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemine dönüştürülmesine ilişkin ıslah talebinde bulunulmadığı, dolayısıyla eldeki dava yönünden dava şartı olan geçerli bir takibin bulunması şartı ortadan kalmış olduğundan davanın önkoşul yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın kabulü isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ..., dahili davalılar ....ve ... vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yerolmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edenlere geri verilmesine 21.2.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.