1. Hukuk Dairesi 2014/15664 E. , 2016/10671 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL, TAZMİNAT
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, maliki olduğu 1905 m² alana sahip 24 ada 13 sayılı parselin 1.000 m²’sini davalı ...’ye sattığını ancak taşınmazın bölünememesi nedeniyle aralarında yaptıkları yazılı belgeye güvenerek taşınmazın tamamını davalıya resmi şekilde devir ettiğini, bilahare imar uygulaması ile 13 sayılı parselin 927 ada 3 ve 4 ile 929 ada 8 sayılı parsellere revizyon gördüğünü, davalının 927 ada 3 sayılı parseli dava dışı üçüncü kişiye devrettiğini, davalının aralarında yaptıkları anlaşmaya aykırı olarak imar uygulaması ile oluşan yeni parsellerden pay vermediği gibi kök parsele ait 905 m²"lik kısma tekabül eden bir ödeme de yapmadığını ileri sürerek davalı adına kayıtlı 4 ve 8 sayılı parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile payı oranında adına tescilini, olmadığı takdirde payına karşılık yeni parseller üzerinden hesap edilecek miktarın ödenmesini istemiş, bozma sonrası 24/09/2013 tarihli dilekçesi ile tazminat isteğini 140.725,00 TL’ye ıslah etmiştir.
Davalı, iddianın yersiz olduğunu, kök 13 sayılı parselin tamamını tapu müdürlüğünde düzenlenen resmi senet ile davacıdan satın aldığını, resmi senet karşısında adi yazılı hiç bir belgeyi kabul etmediğini, temlik tarihinde kök 13 sayılı parselden imar uygulaması ile yol geçeceğini öğrenmesi üzerine taşınmazı almaktan vazgeçtiğini, ancak davacının en az 1000 m2 lik bölümünün imar uygulaması sonucu kalacağı beyanı üzerine satış işleminin gerçekleştiğini, ayrıca davacının kök 13 sayılı parseli şahsi ilişkileri ile kamulaştırma kapsamına aldıracağını beyan edip, vaadini yerine getirmesi halinde 905 m²"lik kısmına ilişkin bedelin kendisine ödenmesini istemesi üzerine adi yazılı belgenin imzalandığını bildirip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dayanılan adi yazılı belgede taşınmazın iade edileceği hususunun kararlaştırılmadığı ve bu nedenle inanç sözleşmesi sayılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin karar, Dairece; ‘’ Dosya içerisinde mevcut, taraflar arasında düzenlenen “anlaşma senedi” başlıklı 05.04.2002 tarihli belgede, gerçekte yalnızca taşınmazın 1000 m²"lik bölümünün satışının yapıldığı, 905 m²"lik bölümünün ise imar mevzuatı gereği olarak devredildiği, 905 m²"lik bölümde kamulaştırma yapılırsa bedelin davacıya verileceği açıklanmış, yanlarca bu belge tanıklar huzurunda imzalanmıştır. Anılan belgenin belirtilen özellikleri itibarıyla yanlar arasında düzenlenen ve karşılıklı hak ve borçları içeren inançlı işlemin bir belgesi olduğu kabul edilmelidir... Ne varki, anılan belgede koşulların oluşmaması durumunda taşınmazın iadesi yönünde bir hüküm bulunmamaktadır. Ancak eldeki dava terditli olarak açılmış ve davacı tapu iptal ve tescil olmazsa satış dışı kalan bölüm yönünden tazminat isteğinde de bulunmuştur. Hâl böyle olunca, davacının tazminat istemi yönünden davanın değerlendirilmesi gerekirse (ana parselin imar uygulamasına tabi tutulması nedeniyle artık kamulaştırılamayacağı da gözetilerek)
tarafların ana parseldeki hakları ile, oluşan imar durumuna göre haklarının ne olacağının oranlama yolu ile hesaplanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir." gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde tapu iptal ve tescil isteğinin reddine, tazminat isteğinin ise kabulü ile 140.725,00 TL’nin davalıdan alınmasına karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 15.11.2016 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddi ile usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 7.209.67.-TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 29.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.