19. Ceza Dairesi 2019/20583 E. , 2019/9314 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Gümrük kaçakçılığı suçlarında korunan hukuki yarar; Devletin egemenlik hakkının bir kısmı olarak ortaya çıkan kendi milli sınırları dahilindeki her türlü eşya giriş ve çıkışını kontrol etme ve düzenleme yetkisidir. Anılan fiiller ile devletin söz edilen egemenlik hakkının ihlali ile birlikte devletin vergilendirme hakkı ve mali yararlarını da ihlal ettiği kuşkusuzdur. Verginin ise devletin kamu hizmetlerini finanse etmek için toplumu oluşturan kişilerden zorunlu olarak alınan ekonomik değerler olduğu nazara alındığında gümrük kaçakçılığı suçlarının vergi kaybına sebep olması sonucu, kamu hizmetlerinin finansmanında güçlükler doğuracağı muhakkaktır. Bu itibarla, gümrük kaçakçılığı suçlarının mağdurunun da devletin yürüttüğü kamu hizmetlerinden yararlanan bireylerden oluşan toplum olduğu cihetle;
UYAP ortamında yapılan araştırmada, iş bu davada yargılaması yapılan fiiller de dahil olmak üzere sanık hakkında;
a) 24/11/2012, 27/11/2012, 30/11/2012 ve 21/11/2012 tarihlerinde işlediği aynı nitelikteki suçlar bakımından 27/11/2012 tarihinde düzenlenen iddianame ile hukuki kesintinin gerçekleştiği ve bu fiiller için kendi aralarında 5237 sayılı TCK’nin 43. maddesinin uygulanması gerektiği,
b) 16/02/2013, 19/02/2013, 21/02/2013, 02/03/2013 ve 12/03/2013 tarihlerinde işlediği aynı nitelikteki suçlar bakımından 29/04/2013 tarihinde düzenlenen iddianame ile hukuki kesintinin gerçekleştiği, bu fiiller için kendi aralarında 5237 sayılı TCK’nin 43. maddesinin uygulanması gerektiği,
c) 11/09/2013, 26/09/2013 ve 01/10/2013 tarihlerinde işlediği aynı nitelikteki suçlar bakımından 13/11/2013 tarihinde düzenlenen iddianame ile hukuki kesintinin gerçekleştiği,bu fiiller için kendi aralarında 5237 sayılı TCK’nin 43. maddesinin uygulanması gerektiği,
d) 14/11/2013 tarihinde işlediği aynı nitelikteki suç bakımından ise hukuki kesinti nedeniyle 5237 sayılı TCK’nin 43. maddesinin uygulanması yer olmadığının anlaşılması;
Sayılan fiillerle ilgili olarak,
Sanığın, 24/11/2012 tarihinde işlemiş olduğu fiille ilgili İstanbul 56. Asliye Ceza Mahkemesince 2013/867 Esas sayılı dava dosyasında yargılama yapılarak verilen mahkumiyet hükmünün temyiz edilmeden kesinleştiğinin;
30/11/2012 tarihinde işlemiş olduğu fiille ilgili İstanbul 1. Asliye Ceza Mahkemesince 2013/139 Esas sayılı dava dosyasında yargılama yapılarak verilen mahkumiyet hükmünün temyiz edilmeden kesinleştiğinin;
21/12/2012 tarihinde işlemiş olduğu fiille ilgili İstanbul 56. Asliye Ceza Mahkemesince 2013/865 Esas sayılı dava dosyasında yargılama yapılarak verilen mahkumiyet hükmünün temyiz edilmeden kesinleştiğinin;
Sanık hakkında 19/02/2013, 21/02/2013, 02/03/2013 tarihlerinde işlediği aynı suçlar nedeniyle açılan kamu davalarının birleştirildiği ve İstanbul 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 29/04/2015 tarihli ve 2013/689 Esas 2015/360 Karar sayılı hükme ilişkin dosyanın incelenmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/356132 esasında kayıtlı olduğunun,
Sanık hakkında 12/03/2013 tarihlerinde işlediği aynı suç nedeniyle açılan kamu davası üzerine İstanbul 57. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 25/12/2015 tarihli ve 2015/257 Esas 2015/360 Karar sayılı hükme ilişkin dosyanın incelenmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/99980 Esasında kayıtlı olduğunun,
Sanık hakkında 26/03/2013 tarihlerinde işlediği aynı suç nedeniyle açılan kamu davası üzerine İstanbul 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 29/04/2015 tarih ve 2013/1055 Esas 2015/355 Karar sayılı hükme ilişkin dosyanın incelenmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/356492 Esasında kayıtlı olduğunun anlaşılması karşısında,
Anılan dosyalar getirtilip incelenerek mümkün olanların birleştirilmesi, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında olanların akıbeti araştırılıp mümkünse birleştirilmesi, suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp hukuki kesinti iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceğinden sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işlediği suçlar yönünden TCK"nin 43/1. maddesinin kesinleşmiş mahkumiyet hükümlerindeki cezalar mahsup edilerek uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Hukuki kesintinin gerçekleştiği suç tarihi itibarıyla yürürlükte ve teşdit uygulanmamış olması nedeniyle lehe olan 6455 sayılı Kanun’la değişik 5607 sayılı Kanun’un 3/18. maddesinden hüküm kurulması gerekirken, 6545 sayılı Kanun’la değişik 5607 sayılı Kanun’un 3/5 ve 3/10. maddelerinin alt hadden uygulanması halinde adli para cezasında da artırım yapılması gerekeceği gözetilmeksizin 6545 sayılı Kanun’la değişik 5607 sayılı Kanun maddeleri uygulanarak hüküm kurulması,
3- Adli para cezasının gün karşılığının belirlenmesi sırasında 5237 sayılı TCK’nin 52/2. maddesinin gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nin 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,
4- Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına anılan maddenin 1-c bendindeki hak yoksunluklarının sanığın alt soyu haricindekiler yönünden uygulanmamasına yol açacak şekilde hükmedilmesi ve 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
5- Bandrolsüz olduğu hususunda itiraz ve tereddüt bulunmayan sigaralar ile ilgili keşif yapılıp bilirkişi raporu alınarak sanık aleyhine sebep olmadığı yargılama giderine hükmedilmesi,
Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKMÜN tebliğnameye aykırı olarak 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMUK’nin 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının korunmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 10/06/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.