8. Hukuk Dairesi 2013/5004 E. , 2014/3497 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İkizce(Kapatılan) Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 14/10/2010
NUMARASI : 2010/70-2010/83
E.. Ş.. ile H.. Ş.. ve müşterekleri aralarındaki elatmanın önlenmesi davasının kısmen reddine ve kısmen kabulüne dair İkizce Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 14.10.2010 gün ve 70/83 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı H.. Ş.. vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, davalıların, vekil edenlerinin muris kardeşi O.. N.. Ş.."in eşi ve çocukları olduğunu, dava konusu tapusuz taşınmazın davacıların babasından mirasen intikal ettiğini, davacıların kardeşi O.. N.. Ş.. sağ iken vekil edenleri ile birlikte dava konusu taşınmaz üzerine bina yaptıklarını, binadaki bağımsız bölümlerin aralarında paylaşıldığını, ancak davalı H.. Ş.."in davacılar hakkında mütecaviz olduklarını ileri sürerek Kaymakamlık makamına şikayette bulunduğunu ve bu şekilde davalı H.. Ş.."in davacılara ait bağımsız bölümlere haksız müdahalede bulunduğunu açıklayarak dava dilekçesinde belirtilen tapusuz taşınmaz üzerindeki binanın alt katındaki dükkanların ön tarafındaki iki dükkanın vekil edeni E.. Ş.."e, arka tarafındaki dükkanın vekil edeni A.. Ş.."e ait olduğunun belirlenerek bu taşınmazlara davalı tarafça yapılan haksız müdahalenin önlenmesine karar verilmesine istemiştir.
Davalı H.. Ş.. vekili, görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğunu, esasa ilişkin olarak; kök muris D.. Ş..’in ölümünden sonra 1990 yılında murise ait taşınmazların çocukları arasında paylaşıldığını, bu paylaşımda dava konusu binanın bulunduğu tapusuz taşınmazın vekil edeninin eşine düştüğünü, taşınmaz üzerindeki 2 katlı binayı vekil edeni ve muris eşinin birlikte yaptığını, davacıların binanın yapımına herhangi bir katkısı olmadığını, 1990 yılında binanın yapılmasından sonra vekil edeni ve eşi tarafından nizasız ve fasılasız kullanıldığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
Davalı K.. Ş.., davacıların kendisinin amcası olduğunu, dedesinden mirasen kalan dava konusu yere babasının ve davacıların birlikte bina yaptığını, binanın alt katındaki öndeki iki dükkanın davacı E.. Ş.."e, arkadaki dükkanın davacı A.. Ş.."e, diğer dükkan ve üst kattaki evin babasına ait olacak şekilde paylaşıldığını, babasının ölümünden sonra üvey annesi olan davalı H.. Ş.."in dükkanları davacılara vermemek için şikayet ettiğini, davayı anlattığı şekilde kabul ettiğini beyan etmiştir.
Diğer davalılar cevap dilekçesi sunmamış, yargılama oturumlarına katılmamışlardır.
Mahkemece; davacıların davalı H.. Ş.."e karşı açmış olduğu zilliyetliğe vaki müdahalenin önlenmesi davasının kabulü ile davalı H.. Ş.."in teknik bilirkişi raporunda 2, 3 ve 4 numara ile gösterilen ve davacılara ait olduğu tespit edilen taşınmazlara müdahalesinin menine; davacıların diğer davalılar E.. Ş.., K.. Ş.. ve N.. Ş.. aleyhine açmış oldukları davanın sübut bulmadığından reddine karar verilmiştir.
Hüküm, süresi içerisinde davalı H.. Ş.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; 17.09.2007 tarihli teknik bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın kadastro görmeyen yerlerden olduğunun belirtildiği, ancak davalı vekilince dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde kadastro çalışmalarının yapıldığı ve dava konusu parsel ile ilgili Kadastro Mahkemesi"nde açılmış bir davanın varlığından söz edildiği görülmektedir. 3402 sayılı Kanunun 27/1.maddesi hükmüne göre, “mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevi sona erer ve davalara ait dosyalar Kadastro Mahkemesi"ne re’sen devrolunur.” Aynı Kanunun 26/son maddesi hükmüne göre de, “Kadastro Mahkemesi"nin yetkisi her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar.” Görev kamu düzeni ile ilgili olup Mahkemece kendiliğinden gözetilir. Açıklanan yasa hükümleri uyarınca, Mahkemece anılan Kadastro Mahkemesi dosyası getirtilerek incelendikten sonra görev konusunun açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Mahkemece bu yönde değerlendirilme yapılmadan karar verilmesi bozma nedenidir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle Davalı H.. Ş.. vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunabileceğine, 326,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 27.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.