Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Sosyal Sigortalar Kurumunca saptanan bildirim dışı kalmış işçiliğin takibine ilişkindir. Davacı, eksik işçilik bildirdiği gerekçesiyle SSK’nca tahakkuk ettirilen 3.498,10.- YTL prim ve gecikme zammının iptalini, ödeme halinde ise ödediği miktarın iadesini talep etmiş, yargılama devam ederken ödediği 3.498,10.- YTL prim ve 6.359,62.-YTL gecikme zammı olmak üzere toplam 9.857,72.-YTL’nin kendisine geri verilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacının fazladan ödediğine karar verilen 596,25.-YTL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, bu sonuç usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
506 Sayılı Yasa’da yeni düzenlemeler getiren 4958 sayılı Yasa’dan önce kurumun ölçümlemeye dayanak aldığı yasal düzenlemelerin ortadan kaldırıldığı hususu açıktır. Gerek 3917 sayılı Yasa ve gerekse bu yasayla öngörülen ölçümlemeye ilişkin esaslar yerine yeni düzenleme getiren 616 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin hükümleri geçerliliğini yitirmiştir. Ne var ki, bu hukuksal boşluk, kurumun yapılan işler ile buna bağlı bildirilmesi zorunlu işçilik miktarları üzerinde denetim ve prim saptama yetkisini ortadan kaldırmamıştır. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.11.2001 günlü, Esas: 2002/965, Karar: 2001/1038 sayılı kararı da aynı yöndedir. 506 Sayılı Yasa"nın 79.maddesi ve diğer hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kuruma kendisine bildirilen veya bildirilmeyen işçilik yönünde inceleme yetkisi açıkça verilmektedir. Kaldı ki, 06.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4958 Sayılı Yasa’dan önce durum bu merkezde olduğu gibi, 4958 Sayılı Yasa’nın 37. ve 49. maddeleri gereğince de kurumun ölçümleme hakkının bulunduğu ortadadır.
Somut olayda, davacı işverenin yaptığı iş, 506 sayılı Yasa kapsamına alınarak işlem gören “Karaman Merkez Trafo Binası İnşaatı” işidir. Bu işle ilgili olarak düzenlenen 29.01.2004 tarihli SSK müfettiş raporunda eksik bildirilen işçilik miktarı 9.853,81.-YTL olarak saptanmış ve buna bağlı olarak SSK’nca, 3.498,10.- YTL prim ve 30.12.2004 tarihi itibariyle tahakkuk ettirilen 6.359,62.-YTL gecikme zammı olmak üzere toplam 9.857,72.-YTL davacı tarafından 30.12.2004 tarihinde SSK’na ödenmiş ve davacı davasını istirdat davasına dönüştürerek ödediği bu miktarın kendisine iadesini istemiştir. Mahkemece uzman bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen ve hükme esas alınan, 16.10.2006 tarihli bilirkişi raporunda eksik bildirilen işçilik miktarı 12.751,62.-YTL olarak saptanmış ve buna bağlı olarak davacının, 4.526,82.- YTL prim ve 14.05.2004 tarihi itibariyle tahakkuk ettirilen 7.558,27.-YTL gecikme zammı olmak üzere toplam 11.985,10.-YTL SSK’na borcunun bulunduğu görüşü bildirilmiştir. Bu durumda davacının, 14.05.2004 tarihi itibariyle bile davalı Kuruma, ödemiş olduğu miktardan (30.12.2004 tarihi itibariyle 9.857,72.-YTL) daha fazla (14.05.2004 tarihi itibariyle 11.985,10.-YTL) borcunun bulunduğu ve davanın tümüyle reddinin gerektiği açıktır.
Mahkemece, davanın tümüyle reddi gerekirken, yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı SGK’nun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 20.03.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.