1. Hukuk Dairesi 2016/8328 E. , 2016/10596 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ-YIKIM
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve yıkım davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, üye ..."nın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir.
Davacı, miras bırakanından intikal eden 116 ada, 24 parsel sayılı taşınmazın, mirasçılar arasında yapılan rızai taksim sonucu kendisine bırakılan bölüme, komşu 25 parsel sayılı taşınmaz maliki davalının inşa ettiği binanın bir kısmının müdahele ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve taşkın yapının yıkımına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; keşfen müdahelenin saptandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delilerden; davacının hak sahibi olduğunu ileri sürdüğü, 24 parsel sayılı taşınmazın, İbrahim kızı, ..., 25 parsel sayılı taşınmazın, davalı ... oğlı; ... adına tapuya kayıtlı olduğu, 25 parsel sayılı taşınmaza inşa edilen binanın 16,00 m2 kısmının 24 parsel sayılı taşınmaza tecavüzlü olduğu keşfen saptanmıştır.
Bilindiği üzere Türk Medeni Kanunun 683.maddesinde: “Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir.Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir.”hükmü yer almaktadır.
Bu madde hükmü dikkate alındığında, mülkiyetin sağladığı aktif yetkiler (mülkiyetin müspet unsurları); “o şeyde hukuk düzeninin sınırları içinde dilediği gibi tasarruf etme hakkı”dır. Bu tasarruf, malın fiilen kullanılması, semerelerin toplanması, malda değişiklik yapılması, malın tahrip ve tağyir edilmesi gibi fiili tasarrufları içine aldığı kadar, malı başkasına devretme, üzerinde hak tesis etme gibi hukuki tasarrufları da içine alır. Mülkiyeti koruyucu yetkiler (mülkiyetin menfi unsurları) ise; malikin, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabilmesi ya da her türlü haksız el atmanın önlenmesini dava edebilmesidir. Maddede belirtilen iki dava doğrudan doğruya mülkiyet hakkına ait yetkilerdir. Bu talepler mülkiyet hakkından kaynaklanır ve varlıklarını mülkiyet hakkından ayrılmaz bir biçimde, ona bağlı olarak sürdürürler (Hukuk Genel Kurulu"nun 03.02.2010 gün ve E:2010/4-4 , K:2010/56 sayılı ilamı, 07.12.2011 gün, E:2011-1/631, K. 2011/745 sayılı ilamı)
Somut olayda; eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen nüfus kayıtlarından davacının, 24 parsel sayılı taşınmaz maliki ... ile bağlantısı ve taşınmazdaki hak sahipliğinin neden kaynaklandığı saptanamamış, mahkemece, davacının taşınmazdaki mülkiyet hakkı saptanmadan dava esastan karara bağlanmıştır.
Oysa, bir hakkı dava etme yetkisi ( dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. O hakkı dava etme yetkisinin kime ait olduğu ise tamamen maddi hukuk kurallarına göre belirlenir. Başka bir anlatımla, davada taraf sıfatı, dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilşkidir. Taraf sıfatı, dava konusu subjektif hakka ilişkindir.
Bu durumda, dava konusu şey üzerinde kim veya kimler hak sahibi ise, davayı da bu kişi veya kişilerin açması gerekir. Davayı açabilmek için gerekli sıfat, dava konusu şey üzerinde hak sahibi olan kişiye aittir.
Hâl böyle olunca, doğrudan mülkiyet hakkını, ilgilendiren eldeki elatmanın önlenmesi ve yıkım istekli dava hakkı, mutlak olarak mülkiyet hakkı sahibine ait olduğuna göre, öncelikle davacının 24 parsel sayılı taşınmazda mülkiyet hakkının saptanması, davada taraf sıfatının belirlenmesi sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalının, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerindedir. Kabulü ile, (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.