17. Ceza Dairesi 2015/27140 E. , 2016/2537 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, banka ve kredi kartının kötüye kullanılması
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Cumhuriyet Savcısının sanık ... ... hakkında temyiz talebinin yapılan incelemesinde;
Mahkemenin karar gerekçesinde sanık ... ..."in müşteki ... ..."e yönelik eylem için cezalandırılmasına karar verildiği belirtilirken, hükmün esasını oluşturan kısa kararda sanığın bu eylemi için hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verdiği, yapılan incelemede mahkemenin 09.10.2012 tarihli ilk kararda bu eylem için mahkumiyet kararı verildiği ancak sanığın temyizden vazgeçmesi nedeniyle bu kararın temyiz incelemesi yapılmadan kesinleşmesi ve kısa kararın hükmün esasını oluşturması nedeniyle, temyiz talebinin 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 317. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
2-Sanık ... ... hakkında kurulan hükmün yapılan incelemesinde;
Mahkemenin 09.10.2012 tarih, 2012/216 Esas ve 2012/1557 Karar sayılı hükmünün sanık tarafından temyiz edilmediği ve bu şekilde kararın kesinleştiği anlaşılmakla; dosya içeriğine ve gerekçeye göre, sanık ... ... müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan 24/06/2015 tarih ve 2012/216- 2012/1557 ek karar sayılı temyiz talebinin reddine ilişkin kararın tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
3-Sanıklar ... ..., ... ..., ... ..., ... ... ve ... ... hakkında kurulan tüm hükümler ile sanık ... ..."ın müştekiler ... ..., ... ..., .. ..., ... ... ve ... ..."a yönelik eylemleri için kurulan hükümlerin yapılan incelemesinde;
Sanık ... ... için müşteki ... ..."e yönelik hırsızlık suçu için açılan dava hakkında zamanaşımı süresince mahallinde karar verilmesi olanaklı görülmüştür.
Mahkemenin karar gerekçesinde sanık... ...."ın müşteki ... ..."e yönelik eylem için cezalandırılmasına karar verildiği belirtilirken, hükmün esasını oluşturan
kısa kararda sanık hakkında bu eylem nedeniyle karar verilmediği anlaşılmakla zamanaşımı süresince mahallinde karar verilmesi olanaklı görülmüştür.
Müşteki ... ..."nın suç tarihi olan 11.11.2011"da sanık... ..."ı önce fotoğraftan teşhis ettiği, 28.12.2011 tarihinde de soruşturma aşamasında canlı olarak teşhis etmesi, müştekinin yaşı ve duruşmadaki teşhiste aradan geçen süre nedeniyle; müşteki ... ..."ın olay sırasında çalınan cep telefonunun HTS kayıtlarına önce sanık ... ...., sonradan da sanık ... ... tarafından kullanılması, sanık ... ..."ün bu müştekiye yönelik eylemi kabul edip, oğlu olan diğer sanık ... ... ile birlikte yaptıklarını söylemesi ve anlatımlarının olayla uyumlu olması, diğer sanık ... .."ün de suça konu cep telefonunu kullandığını kabul etmesi nedeniyle suç sabit görüldüğünden her iki müştekiye karşı işlenen suçlar için beraat isteyen ve müşteki ... ..."ın 50,00 TL parası ile içinde nüfus cüzdanı, resimler ve 65 yaş üstü kart bulunan cüzdanının çalındığının ve değerin az olmadığının anlaşılması nedeniyle TCK"nın 145. maddesinin tartışılmasını talep eden ve tebliğnamede bu yönlerden bozma isteyen düşünce benimsenmemiştir.
Sanık ... ... hakkında, ....Asliye Ceza Mahkemesi"nin 04.02.2009 gün 2008/913 Esas, 2009/48 sayılı Kararla verilen “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” ilişkin karar için 5271 sayılı CMK"nın 231/11. maddesi uyarınca, mahal mahkemesince ilgili mahkemesine ihbarda bulunulması mümkün görülmüştür.
Sanık ... ..."ün müşteki ... ..."a yönelik banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunun teşebbüs aşamasında kalmasına rağmen 5237 sayılı TCK"nın 168. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması, karşı temyiz bulunmadığından, bozma nedeni yapılmamıştır.
Müşteki ... ..."un suç nedeniyle oluşan zararının karşılanmadığı, mahkemenin ilk kararında sehven sanık ... ... hakkında 5237 sayılı TCK"nın 168. maddesini uygulayarak hüküm kurduğu, kararın sanık tarafından temyiz edilmesi nedeniyle Yargıtay 6. Ceza Dairesi"nin 23.12.2013 tarihli bozma ilamı ile bozulduğu, bu durumda mahkemenin son kararında sanık hakkında hüküm kurarken TCK"nın 168. maddesini uygulamadan hüküm kurup, kazanılmış hakkı nedeniyle ceza miktarını indirmesi gerekirken, yazılı şekilde uygulama yapılması, sonuca etkili olmadığından, bozma nedeni yapılamamıştır.
Tekerrüre esas hükümlülüğü bulunan sanıklar .... ..., .. ..., ... .. ve ... ... hakkında 5237 sayılı TCK"nın 58. maddesinin uygulanmaması, karşı temyiz olmadığından, bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye, uyulan bozmaya ve hakimin takdirine göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
2-Sanık ... ..."in adli sicil kaydında olmayan Doğanhisar Asliye Ceza Mahkemesi"nin 20.11.2008 tarih, 2007/22 Esas ve 2007/169 Karar sayılı ilam uyarınca 5237 sayılı TCK"nın 58. maddesinin uygulanmasına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... .., ... ..., ... ..., ... ..., ... ..., ... ... ile sanıklar ...... ve ... ... müdafileri ve O yer Cumhuriyet Savcısı"nın temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle kısmen tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. Maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk nedeniyle; "TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin olan tüm kısımların, sanık ..... için 5237 sayılı TCK"nın 58. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısmın” çıkartılması ile yerine “TCK"nın 53. maddesinin Anayasa Mahkemesi"nin 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı da gözetilmek suretiyle uygulanmasına” ibaresi yazılmak suretiyle, eleştiriler dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
4-Sanık... ..."ın müşteki ... ..."a yönelik eylemi için kurulan hükmün yapılan incelemesinde;
Tekerrüre esas hükümlülüğü bulunan sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 58. maddesinin uygulanmaması, karşı temyiz olmadığından, bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye, uyulan bozmaya ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-5237 sayılı TCK"nın 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, cezanın temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının TCK"nın 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, "...daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma" görüşünün, TCK"nın 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. 145. maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır. TCK"nın 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK"nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “işlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır. Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır.
TCK"nın 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır.
Somut olayda ise; müşteki ... ..."ın 30,00 TL"sinin alındığının anlaşılması karşısında, sanık hakkında suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan malın değerinin az olması nedeniyle TCK"nın 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ... ve müdafiinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 01.03.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.