19. Ceza Dairesi 2019/22954 E. , 2019/9277 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Anayasa"nın 141/3, 5271 sayılı CMK’nin 34 ve 230. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının sanıkları, mağdurları, Cumhuriyet Savcısı ile herkesi ikna edecek ve denetim muhakemesine imkan tanıyacak biçimde gerekçeli olması gerekir. Yargıtay"ın gerekçelerde tutarlılık denetimini yapabilmesi için; kararın dayandığı tüm olguların, bu olgular değerlendirilerek mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddia, savunma ile mağdur ve tanık anlatımlarına ilişkin değerlendirmelerin, hangi beyanın ne gerekçe ile diğerine üstün tutulduğunun açık olarak hükmün gerekçesinde gösterilmesi ve mahkemece ulaşılan vicdani kanı sonucunda sanığın hangi fiillerinin suç olarak kabul edildiği açıklandıktan sonra kabul edilen bu fiillerin hukuki değerlendirilmesinin yapılması, cezada artırım ve indirim gerektiren nedenlerin kanuni bağlamda tartışılması gerekirken, açıklanan bu hususlara uyulmayarak sanığın denetim süresi içinde kasıtlı suç işlediğinden bahisle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına atıf yapılarak gerekçesiz hüküm kurulması,
Kabule göre de;
1- Dosya içerisinde bulunan raporda, suça konu kitaplarda bulunması zorunlu olan bandrollerin bulunmadığı ve bazılarında sahte bandrol kullanıldığının belirtilmesi karşısında, anılan kitapların bandrollü olup olmadığı ve bandrollü ise bandrollerin sahte olup olmadığı hususunun şüpheye yer vermeyecek şekilde tespiti için alanında uzman bilirkişiden rapor alınarak sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine yetersiz bilirkişi raporuna istinaden eksik kovuşturma ile hüküm kurulması,
2- 5271 sayılı CMK"nin 231/11. maddesi gereğince Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına karar verildikten ve bu karar kesinleştikten sonra, denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlenmesi durumunda, önceden verilen açıklanması geri bırakılan hükmün aynen açıklanması ile yetinilmesi gerekirken, verilen hapis cezasının TCK"nın 50/1-a maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilmesi,
3- 5237 sayılı TCK"da cezaların içtimaına yer verilmediği halde, hapisten çevrilen adli para cezası ile doğrudan verilen adli para cezasının içtima edilmeyip ayrı ayrı tayini gerekeceğinin gözetilmemesi,
4- Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının infazı kabil kesinleşmiş mahkumiyet kararı niteliğinde olmadığı gözetildiğinde, müsadere hususunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca, BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 1412 sayılı CMUK’nin 326/son maddesinin gözetilmesine, yargılamanın sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 30.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.