Davacı, 1.1.1987-1.3.1998 tarihleri arası tarım bağ-kur sigortalısı olduğunun, 3.4.1998 tarihinden itibaren isteğe bağlı esnaf bağ-kurlu olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davacı, 3.4.1998 tarihinden itibaren isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitini istemiştir.
Mahkeme istemin kabulüne karar vermiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının Tarım Bağ-Kur sigortalılığının 1.1.1987 tarihinden itibaren başladığı, 11.3.1998 tarihli terk belgesi ile sigortalılığının 1.3.1998 tarihi itibariyle sona erdirildiği , terk belgesinde davacının İkizce Ziraat Odasında, İkizce Tarım Kredi Kooperatifinde, tapuda ve Ünye Fındık Tarım Satış Kooperatifinde kayıtlarının bulunmadığının bildirildiği, davacının 3.4.1998 tarihinde 1479 sayılı Yasaya tabi isteğe bağlı Bağ-kur sigortalısı olduğu ve sigortalılığının 30.03.2004 tarihine kadar devam ettiği, 6.1.2005 tarihinde aylık talebinde bulunan davacıya Kurumca verilen cevapta 1.1.1987 tarihinden itibaren kesintisiz Tarım bağ-Kur sigortalısı olması nedeniyle 3.4.1998 tarihinde başlayan 1479 sayılı Yasaya tabi sigortalılığının iptal edilerek yatırdığı primlerin 2926 sayılı Yasa sigortalılığı üzerinden değerlendirileceğinin bildirildiği, 4.5.2005 tarihli hesap özetinde davacının 1.1.1987 tarihinden itibaren kesintisiz 18 yıl 5 ay Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edildiği, isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalılığı üzerinden ödedeği primlerinde Tarım Bağ-Kur sigortalılığı üzerinden değerlendirildiği, mahkemece yapılan araştırma sonucunda, davacının Ünye Fındık Tarım Satış Kooperatifine 27.06.1974-5.1.2005 tarihleri arasında ortak olduğu, İkizce Ziraat Odasındaki kaydının 2.4.1980 tarihinden itibaren devam ettiği, çiftçi belgesine göre de zirai arazilerinin bulunduğu görülmüştür.
2926 sayılı Yasa"nın 10. maddesinde Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kayıt ve tescil işlemlerinde esas alınacak kayıtlar belirtilmiştir. Bu kayıtlar tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesidir. Davacının ziraat odası ile fındık tarım satış kooperatifi kayıtlarının bulunması, tarımsal arazilerinin mevcut olması ayrıca 2001 yılında doğrudan gelir desteği için müracaatta bulunması dikkate alındığında 1998 yılından sonra da tarım işi ile uğraştığı dolayısıyla zorunlu Tarım Bağ-Kur sigortalığının bu tarihten sonra da kesintisiz devam ettiği açıktır. Öte yandan sigortalılığın sona ermesine ilişkin koşulların düzenlendiği 2926 sayılı Yasa"nın 6. maddesinde tarımsal faaliyete son verilmesi ya da diğer sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi çalışmanın olması durumunda Tarım Bağ-Kur sigortalılığının sona ereceği belirtilmiş, tarımsal faaliyetine son vermediği kayıtlarla belgelenen, başka sosyal güvenlik kuruluşuna ait zorunlu sigortalılığa tabi çalışması da olmayan davacı yönünden sigortalılığın sone ermeyeceği, isteğe bağlı sigortalılık ile çakışma durumunda da asıl olan zorunlu sigortalılık olup bu duruma göre de Tarım Bağ-kur sigortalılığının devam edeceği, prim ödeme tarihleri itibariyle hakkında 1479 sayılı Yasa"nın ek 19. maddesinin uygulanmasının mümkün bulunmadığı, mahkemece davacının kurumu yanıltmasının söz konusu olmadığı belirtilmiş ise de yapılan araştırma sonucunda ortaya çıkan kayıtlar ile davacı tarafından Kuruma ibraz edilen 11.3.1998 tarihli kayıtlarının mevcut olmadığına ilişkin terk formu ve ekleri dikkate alındığında bu hususunda şüpheli olduğu, görüşüne başvurulan bilirkişi raporunun nazara alınmadığı, kaldı ki kurum tarafından gerçekleştirilen işlem sonucunda isteğe bağlı sigorta ödemelerinin ve süresinin Tarım Bağ-Kur sigortalılık süresi içinde değerlendirilmesi ile davacının kaybının da mevcut olmadığı ortadadır.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözönünde bulundurularak istemin reddine karar verilmesi gerekirken, dosyadaki deliller ve Yasa ile uyuşmayan gerekçelerle kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17.03.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.