1. Hukuk Dairesi 2016/7782 E. , 2016/10547 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece asıl ve birleştirilen davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Asıl ve birleştirilen davada davacılar, murisleri...’in 956 sayılı parsel...’ya sattığını,...’dan da davalı ... ve ... in ortak olarak satın aldıklarını, ... in eşi... ile ... in kardeş olduklarını; murislerinin ayrıca, 67 parseldeki tarlasını diğer davalı ...’e sattığını, ...in bu tarlayı... in oğlu... e devretmek üzere aldığını, yapılan bu satışların mirasçılardan, özellikle kız çocuklarından mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak yapıldığını, gerçekte bir para hareketi olmadığını, satışı yapılan tarlaların alıcılar tarafından kullanılmadığını, miras bırakanın dava konusu tarlaları satmasını gerektirecek düzeyde paraya da ihtiyacı olmadığını ileri sürerek dava konusu taşımazların tapu kayıtlarının iptali ile mirasçılar adına miras payları oranında tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Asıl ve birleştirilen davada davalılar ... ve ...; muris..."den tapulu taşınmazların 29/05/2001 tarihinde...’ya satıldığını, bu kişinin 2003 yılında taşınmazı satmaya karar verdiğini, ata toprağı olduğu için satın aldıklarını, iddiaların yerinde olmadığını belirterek davanın reddini istemişlerdir.
Davalı ..., murisin 09/02/2009 tarihinde vefat ettiğini, davanın 09/08/2011 tarihinde açıldığını, TMK 571 maddesi gereği bir yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiğini, satış tarihinden önce ikinci evliliğini yapmak üzere paraya ihtiyacı olan...’e birikimini borç verdiğini, vaat tarihinde geri alamadığını, bu nedenle...’in huzurunda pazarlık sonucu bakiyesini de nakit olarak ödemek sureti ile dava konusu taşınmazı satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın, dairece; ‘...Somut olaya gelince; dinlenen tanık beyanlarından miras bırakanın paraya ve mal satmaya ihtiyacının olmadığı, çekişme konusu taşınmazların miras bırakanın sağlığında da ölümünden sonra da ... ve ... tarafından kullanıldığı, miras bırakanın üçüncü kişileri aracı olarak kullandığı, gerçek amacının mirasçılardan mal kaçırmak olduğu anlaşılmaktadır. Akitte gösterilen bedel ile saptanan gerçek değer arasında fark da muvazaayı kanıtlayan diğer bir olgudur.
Hâl böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir....’ gerekçesiyle bozulması üzerine bozma ilamına uyularak mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda, işlem yapılarak mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalı ...’in bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Davalı ...’in öteki temyiz itirazlarına gelince; dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; birleşen ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012-235 esas sayılı dosyasında davacılar ..., ..., ... ve ... tarafından ..., ..., ... aleyhine 67 parsel numaralı taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescili talebiyle dava açıldığı, mahkemenin 2012/890 sayılı kararı ile birleştirme kararı verdiği anlaşılmıştır.
Davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp, ihtiyari dava arkadaşlığı vardır.
Öyleyse, HMK 326 maddesi uyarınca her dosya için harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin ayrı ayrı hesaplanması gerekir.
Hâl böyle olunca; dosyalar birleştirilse dahi her dosya bağımsız varlığını devam ettirdiğinden ayrıca her mirasçının ayrı taraf olma özelliği de devam ettiğinden, davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığından, davacıların davalı ... adına çap kaydı bulunan 67 parsel numaralı taşınmazdaki paylarının keşfen belirlenen değeri üzerinden davalı ... için ayrı vekalet ücreti ve harç hesaplanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalının bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.