2. Ceza Dairesi 2013/10042 E. , 2014/1880 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını bozma, mala zarar verme, uyuşturucu madde bulundurma ve kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanıkların birlikte yakınana ait işyerine girerek hırsızlık suçunu işlediklerinin tespit edilmesi karşısında, sanıklar hakkında işyeri dokunulmazlığını bozma suçundan 5237 sayılı TCK. nun 119/1-c maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
I- Sanık ... hakkında hırsızlık ve mala zarar verme, sanıklar ... ile ... hakkında hırsızlık, mala zarar verme ve işyeri dokunulmazlığını bozma suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
1-Hırsızlık suçu yönünden 5237 sayılı TCK" nun 53/3. maddesi gereği mahkum olduğu hapis cezası ertelenen sanık ... hakkında kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından hak yoksunluğuna karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,
2-Mala zarar verme suçu yönünden kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık ... hakkında 5237 sayılı TCK"nun 53/4. maddesi gereği aynı maddenin 1. fıkrasının uygulanamayacağının gözetilmemesi,
3- Kasten işlemiş oldukları hırsızlık, mala zarar verme ve işyeri dokunulmazlığını bozma suçlarından hapis cezası ile mahkumiyetlerinin yasal sonucu olarak sanıklar ... ile ... hakkında 5237 sayılı TCK" nun 53/1.maddesinin “a,b,c,d,e” bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, ancak “kendi altsoyu” üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum oldukları hapis cezalarından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmalarına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılıkların aynı kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün olduğundan, sanık ... hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hüküm fıkrasından “5237 sayılı TCY.nın 53. maddesinin uygulanmasına “ ilişkin bölümün hükümden çıkartılmasına, sanık ... hakkında hırsızlık suçundaki hüküm fıkrasından TCK"nun 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölüm çıkarılarak yerine “ hırsızlık suçundan mahkum olan sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nun 53/1. maddesinin uygulanmasına, ancak aynı kanunun 53/3. maddesi gereği kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından hak yoksunluğunun uygulanmasına yer olmadığına"cümlesinin eklenmesine ve sanıklar sanıklar ... ile ... hakkında hırsızlık, mala zarar verme ve işyeri dokunulmazlığını bozma suçlarından kurulan hükümlerden 5237 sayılı TCK"nın 53/1 maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin çıkarılarak yerine, ""sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53/1-a-b-c-d-e maddesi uyarınca hükmolunan güvenlik tedbirlerinin mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, aynı Yasanın 53/1-c maddesi uyarınca kendi alt soyu üzerindeki velayet hakkından, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılmasına dair güvenlik tedbirinin koşullu salıverme tarihine kadar uygulanmasına"" karar verilmek suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II- Sanık ... hakkında işyeri dokunulmazlığını bozma ve sanıklar hakkında kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde kabul etme veya bulundurma suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1- Sanıkların üstlerinde ve evlerinde yapılan aramalarda herhangi bir uyuşturucu ve uyarıcı maddeye rastlanmaması, uyuşturucu ve uyarıcı madde kullandıklarına ilişkin herhangi bir maddi delilin de elde edilememesi ,sanıkların savunmalarında, uyuşturucu ve uyarıcı madde kullandıklarını belirtseler de bu beyanlarının işledikleri hırsızlık, mala zarar verme ve işyeri dokunulmazlığını bozma suçlarında kendilerini savunma amacına yönelik olduğunun anlaşılması karşısında; sanıkların atılı kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde kabul etme veya bulundurma suçunu işlediklerine dair delillerin nelerden ibaret olduğu denetime olanak verecek şekilde kararda tartışılmadan sanıkların soyut ikrarlarına dayanılarak yazılı şekilde mahkûmiyetlerine karar verilmesi,
2- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/02/2009 tarih ve 2008/11-250, 2009/13 sayılı kararında da belirtildiği üzere hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinin objektif koşullarından birisi de suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesi olduğu ancak herhangi bir zararın doğmadığı veya zarar doğurmaya elverişli bulunmayan suçlar yönünden bu koşulun aranmayacağı, sanığa atılı işyeri dokunulmazlığını bozma suçunun zarar doğurmaya elverişli suçlardan olmadığı ve sanık ..."ün adli sicil kaydındaki ilamın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin olduğu ve bu kaydın sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel nitelikte bir mahkumiyet niteliğinde bulunmadığının anlaşılması karşısında; sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususundaki kanaat ile hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesi gerekirken “ Sanığın müştekinin uğradığı zararı aynen iade,suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen gidermemiş oluşu ve sabıkalı oluşu da gözetilerek...” biçimindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle sanık ... hakkında işyeri dokunulmazlığını bozma suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
3- İşyeri dokunulmazlığını bozma suçundan kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık ... hakkında 5237 sayılı TCK" nun 53/4 maddesi uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasındaki hak yoksunluklarına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı kısmen istem gibi BOZULMASINA, 28.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.