15. Hukuk Dairesi 2019/1063 E. , 2019/5070 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’nce verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiş, davacılar vekili tarafından duruşmalı olarak istenmiş, duruşma talebi kabul edilerek 26.11.2019 tarihinde yapılan duruşmaya davacılar vekili Avukat ... geldi. Davalı vekili gelmedi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacılar avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Uyuşmazlık, taraflarca akdedilen 07.05.1999 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmış olup, asıl ve birleşen davada davacılar arsa sahibi, davalı ise yüklenicidir.
Asıl dava, gecikme tazminatı, eksik ve kusurlu işler bedeli, sözleşmede kararlaştırılan ticaret merkezinin gerçekleştirilmemesi sebebiyle uğranılan kira mahrumiyeti ile arsa sahiplerine teslimi gereken bağımsız bölümlerin süresinde teslim edilmemesi üzerine davacılardan ... aleyhine üçüncü kişilerce açılan davalar sebebiyle uğranılan zararın tazmini istemlerine; birleşen dava ise arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili feshi, davalı adına olan tapu kayıtlarının iptâli ile davacılar adına tesciline mümkün değilse, tadilat projesi hazırlanarak ticaret merkezinin gerçekleştirilmesi ile uğranılan zararın tahsiline istemlerine ilişkindir.
İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiş, kararın taraflarca istinaf edilmesi sonucunda
... Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi’nin 2018/1763 Esas 2019/3 Karar ve 15.01.2019 günlü kararı ile asıl ve birleşen davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, asıl ve birleşen davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle HMK 355. maddedeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp bir isabetsizlik bulunmaksızın karar verilmiş olmasına, dava şartları, delillerin toplanması ve hukukun uygulanması bakımından da hükmün bozulmasını gerektirir bir neden bulunmamasına göre tarafların diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Dava açıldıktan sonrada sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği, hak sahibi veya malik olmanın da doğal bir sonucudur. Usul Hukukumuzda da ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “dava konusunun devri” kenar başlığı altındaki 125/2. maddesinde; “davanın açılmasından sonra, dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa, devralmış olan kişi, görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden itibaren devam eder.” şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Davacılardan ... karar tarihinden önce 30.12.2015 tarihli temlikname ile dava dosyasındaki alacaklarını tüm ferileri ile birlikte davacı ...’ye temlik etmiş olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 125/2. maddesi uyarınca dava konusunun devri nedeniyle devralan davacı ..., devreden davacı ...’ın yerine geçtiğinden, davacı ...’ın istemekte haklı olduğu anlaşılan alacağın devralan davacı ...’nün alacağına katılarak tahsil hükmü kurulması gerekirken, her bir davacının asıl davada talep edebileceği miktar belirtilmeksizin toplam miktar üzerinden tahsil kararı verilmesi doğru olmamıştır.
Taraflarca akdedilen 07.05.1999 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince teslimin gerçekleşmesi için yapı kullanma izin belgesi (iskân ruhsatı) alınması koşulu bulunmadığı gibi, anahtar teslim ibaresine de yer verilmediğinden, davalı yükleniciye yapı kullanma izin belgesi alma zorunluluğu yükletilemez ise de; yüklenici sözleşmede kararlaştırılan sürede arsa sahibine kalacak bağımsız bölümleri sözleşme ve eklerine uygun tamamlayıp teslim etmek zorundadır. Aksi halde yüklenici, sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 106/II. maddesi ve dava tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 125/I. maddesi hükmü gereğince gecikme tazminatı ödemek zorundadır. Asıl dava davacısı ... vekili savunma amaçlı olsa dahi 17.01.2008 tarihinde sözleşmede kararlaştırılan bağımsız bölümlerin teslim alındığını kabul ettiğinden, bu kabul beyanı davacı ...’ı bağlar ise de, diğer davacılar ... ve ... vekillerinin teslim hususunda dosya kapsamında herhangi bir kabul beyanı bulunmadığı gibi davalı yüklenici tarafından asıl davanın açıldığı tarihten önce arsa sahiplerine ait bağımsız bölümlerin teslim edildiği de yasal delillerle kanıtlanamadığından, adı geçen arsa sahipleri, kendilerine isabet eden bağımsız bölümlerin teslimi gereken tarihten dava tarihine kadar gecikme tazminatı istemekte haklıdır.
Bu durumda mahkemece, raporu hükme esas alınan bilirkişi kurulundan asıl dava davacıları ... ve ...’ye isabet edecek bağımsız bölümlerin sayılarına göre teslimi gereken tarihlerden asıl dava tarihine kadar isteyebilecekleri gecikme tazminatı konusunda gerekçeli ve denetime elverişli ek rapor alınıp asıl dava davacısı ...’ın asıl dava konusu alacağı davacı ...’ye devrettiği gözetilerek ve talep aşılmamak suretiyle asıl davada sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, asıl davada yazılı şekilde hüküm tesisi de doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile temyize konu ... Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi kararının kaldırılarak, ilk derece mahkemesi hükmünün taraflar yararına BOZULMASINA, 2.037,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalı yükleniciden alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan asıl ve birleşen davacı arsa sahiplerine verilmesine, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunmayan asıl ve birleşen davalı yüklenici lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, ödenenden 5766 sayılı Kanun"un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 437,00 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan harcın temyiz eden davacılara iadesine, 437,00 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan harcın temyiz eden davalıya iadesine, HMK’nın 373. maddesi hükümleri gözetilerek dava dosyasının ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmesine 09.12.2019 gününde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.