11. Hukuk Dairesi 2016/4724 E. , 2016/6466 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ...2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 09/12/2015 tarih ve 2015/764-2015/768 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 10.06.2016 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalılar vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalıların müvekkilinden "Hisse senedi devir ve kabul sözleşmesi" yazılı bir belge karşılığında toplam 50.050 DM tahsil ettiğini, müvekkiline parasını her istediği anda alabileceği ve yüksek oranda faiz garantisinin verildiğini ancak, herhangi bir faiz ve para ödemesi yapılmadığını, yapılan işlemin mevzuat hükümlerine aykırı olduğunu, davalıların taahhütlerini yerine getirmeyerek sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek, şimdilik 53.455,26 YTL"nin davalılardan tahsilini, davalı şirketlerle kurulmuş geçerli ortaklık ilişkisinin bulunmadığının tespitini ve ilgili mevzuata aykırı şekilde kurulan yatırım ilişkisinin hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddine talep etmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında hukuki sonuç doğuracak biçimde sahih bir ortaklık ilişkisinin mevcut olmadığı anlaşılmış ancak davaya konu devir belgesinin doğrudan davalı şirketlerden değil dava dışı üçüncü kişilerden alındığından hisse bedelinin - davalı şirkete değil şahsa ödenmesi davalı şirketin kendi kasasına yapılan bir ödeme olmaması olgusu gözetildiğinde - davalı şirketlere ait mizan kaydında görülmesinin mümkün olmadığı, davalılar tarafından kullanılan hileli davranışlarla davacının yanılgıya düşürülmesi ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan davacı tarafından dava dışı hisse devir sözleşemesinin tarafı bulunan şahsa haksız çıkar sağlanması olgusunun da delille ispatlanması gerektiği ancak bu yönde her hangi bir delil elde edilemediği -müterafik kusur durumunun bulunmadığı-,davacı tarafça davalılara ödünç para verildiğinin de kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile, davacıyla davalı taraflar arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine, bedel istemine yönelik talebin ispatlanamadığından reddine karar verilmiştir.
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisi kurulmadığının tesbiti, hukuka aykırı şekilde kurulan yatırım ilişkisinin hükümüzlüğü ve davalılar tarafından tahsil edilen paranın istirdadı istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının "... Gıda San. ve Tic. A.Ş. Hisse Senedi Devir ve Kabul Sözleşmesi" başlıklı belgeye istinaden hisseyi dava dışı üçüncü kişiden devraldığı, bedelin davalı şirkete ait mizan kaydında görünmemesinin doğal olduğu, davalılar tarafından kullanılan hilelerle davacının yanılgıya düşürüldüğü yönünde herhangi bir delil elde edilemediği gerekçesiyle, taraflar arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine, bedel istemine ilişkin talebin ispatlanamadığından reddine karar verilmiştir.
Ancak, Dairemizden geçen diğer emsal dosyalardan da anlaşılacağı üzere ... Grubu"na dahil bazı şirketlerin fiili ve hukuki irtibat halinde oldukları, birlikte hareket ederek para toplama amacıyla yukarıda belirtilen belgeler gibi belgeler karşılığında para tahsil ettikleri, ortağın sermaye olarak verdiğini isteyemeyeceğine dair yasal düzenlemeyi kulllanarak para yatıran kişileri grup şirketlerden herhangi birinde veya birkaçında düşük nominal bedellerle şeklen ortak gibi gösterdikleri, tahsil ettikleri parayı ise muhasebe kayıtlarına yansıtmayarak para iade taleplerini reddettikleri böylelikle haksız fiilde bulundukları anlaşılmaktadır. Nitekim uyulan bozma ilamımızda da sahih bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı, olayın haksız fiil olarak değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiş olup davalı şirketin unvanını taşıyan belgede hisse devraldığının belirtilmesi ve bu bedelin miktarı konusunda davalı tarafın bir itirazının da bulunmaması karşısında davalıların ödenen bedelden sorumlu olduğu kabul edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun düşmeyen yazılı gerekçeyle geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine, bedel istemine ilişkin talebin reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
3- Öte yandan, Dairemizin ilk bozma ilamıyla eksik inceleme nedeniyle davanın reddi kararı bozulmuş, bozmaya uyularak verilen ikinci kararda davalı ...Ş. yönünden davanın husumet sebebiyle reddine, diğer davalılar hakkındaki davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. İkinci kararı davacı vekili temyiz etmeyip davalılardan ... Gıda San. ve Tic. A.Ş. ile ... vekili temyiz etmiş, bu şekilde davalı ...Ş. hakkında verilen husumetten red kararı kesinleşmiştir. Bu durumda, davalı ...Ş. hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış hükmün davalı yararına bozulması gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin herbir yandan alınarak yekdiğerine verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz eden taraflara iadesine, 10/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.