11. Hukuk Dairesi 2016/4709 E. , 2016/6464 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)
Taraflar arasında görülen davada ...2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 09.12.2015 tarih ve 2015/773-2015/779 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 10.06.2016 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalılar vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalıların her istendiği an geri ödeneceği ve yatırılan paralar karşılığı yüksek faiz verileceği garantisiyle binlerce kişiden para topladıklarını, bu kapsamda müvekkilinden de hisse senedi talep formu başlıklı belge karşılığında para alındığını, ancak müvekkilince istenmesine rağmen alınan paranın geri ödenmediğini, davalıların eylemlerinin hukuki dayanağının bulunmadığını, TTK, Bankalar Kanunu ve SPK hükümlerinin ihlal edildiğini, anılan kanunlar uyarınca müvekkilinin şirket ortağı yapılmasının mümkün bulunmadığını, şirket yönetim kurulu üyelerinin yürütülen bu faaliyetler nedeniyle defalarca yargılandıklarını ve mahkum edildiklerini, yapılan bu yargılamalar neticesinde şirket defterlerinde bulunan kayıtların gerçeği yansıtmadığının tespit edildiğini, TTK"nın 336. maddesi uyarınca davalı ..."ın da ortaya çıkan zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek, geçerli bir ortaklık ilişkisinin bulunmadığının tespitine, kurulan yatırım ilişkisinin hükümsüzlüğüne, 150.000 DM karşılığı 158.188,59 TL alacağın en yüksek ticari faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, her ne kadar pay defterindeki kayıtlar lehine olan kişi bakımından karine niteliği taşıması nedeniyle yapılan incelemede pay defteri ile hazirun cetvelinde yer alan kayıtların farklılık göstermediği, ortaklık durumunun ikincil kayıtlar tutulmak suretiyle takip edildiği kanıtlanamamış ise de, davacının dava dışı ... ...İht. Paz. ve Tic. A.Ş. adlı şirketten 150.000 DM bedelle hisse senedi satın aldığı, şirket muhasebe kayıtlarında davacının söz konusu şirkete para ödediğine ilişkin bir kayda rastlanılmadığı, taraflar arasında hukuki sonuç doğuracak biçimde sahih bir ortaklık ilişkisinin mevcut olmadığı, somut olayda para toplama amacının güdüldüğü, davalıların bu durumu bildikleri dava dışı şirketle birlikte hareket ettikleri, davacının zararından davalı şirket ve şirket yöneticisinin de haksız fiil hükümleri uyarınca müştereken ve müteselsilen sorumluluklarının bulunduğugerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile, davacıyla davalı şirket arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine, bu nedenle 155.036,48 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davacı vekili, alacağın avans faiziyle tahsilini talep etmiştir. Dairemizin ilk bozma ilamıyla eksik inceleme nedeniyle davanın reddi kararı bozulmuş, bozmaya uyularak verilen ikinci kararda davanın kısmen kabulü ile alacağın kanuni faiziyle tahsiline karar verilmiştir. İkinci kararı taraf vekilleri temyiz etmiş, davacı vekilinin temyiz talebi yerel mahkemece reddedilmiş, bu karara karşı yapılan temyiz başvurusu ise süresinde olmadığından bahsile Dairemizce reddedilmiştir. İkinci karar davalılar yararına bozulmuştur. Bu durumda, ikinci bozma öncesi verilen tahsil hükmü davacı tarafça temyiz edilmediğinden faiz türü yönünden davalılar lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Böylece, mahkemece, alacağın kanuni faiziyle tahsiline karar verilmesi gerekirken talep gibi avans faiziyle tahsil hükmü kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmekteyse de söz konusu yanlışlık yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının hüküm fıkrasının 1 numaralı bendindeki "ticari avans" ibaresi silinerek, yerine "kanuni" kelimesinin yazılması suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalılara iadesine, temyiz harcı davacıdan peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 17.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.