11. Hukuk Dairesi 2016/2883 E. , 2016/6460 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 05/11/2015 tarih ve 2014/4-2015/508 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 10.06.2016 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı şirketler ve ... vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalıların her istendiği an geri ödeneceği ve yatırılan paralar karşılığı yüksek faiz verileceği garantisiyle binlerce kişiden para topladıklarını, bu kapsamda müvekkilinden de hisse senedi devir ve kabul sözleşmesi başlıklı belge karşılığında para alındığını, ancak müvekkilince istenmesine rağmen alınan paranın geri ödenmediğini, davalıların eylemlerinin hukuki dayanağının bulunmadığını, TTK, Bankalar Kanunu ve SPK hükümlerinin ihlal edildiğini, anılan kanunlar uyarınca müvekkilinin şirket ortağı yapılmasının mümkün bulunmadığını, şirket yönetim kurulu üyelerinin yürütülen bu faaliyetler nedeniyle defalarca yargılandıklarını ve mahkum edildiklerini, yapılan bu yargılamalar neticesinde şirket defterlerinde bulunan kayıtların gerçeği yansıtmadığının tespit edildiğini, TTK"nın 336. maddesi uyarınca davalı ..."ın da ortaya çıkan zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek, geçerli bir ortaklık ilişkisinin bulunmadığının tespitine, 70.070 DM karşılığı 64.800 TL alacağın yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davacının müvekkili ... Gıda San. ve Tic. A.Ş"nin ortağı olduğunu, bu ortaklığın mevzuata uygun geçerli bir ortaklık niteliğinde bulunduğunu, müvekkili şirketlerin Sermaye Piyasası Kurulu kaydında olan, bu kurul ve diğer ilgili tüm resmi makamlar ile özel denetçiler tarafından faaliyetleri denetlenen çok ortaklı halka açık anonim şirketler olduklarını, TTK"nın 329. ve 405. maddeleri gereğince anonim şirket ortaklarının sermaye olarak şirkete verdiklerini geri isteyemeyeceklerini, müvekkili şirketlerin tasfiye halinde olmadıklarını, zamanaşımı süresinin dolduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamı ve uyulan bozma ilamı doğrultusunda, davacının özgür iradesi ve yazılı temlik beyanı ile davalı ..."e ait payı bedelini ona ödemek suretiyle devraldığı devrin usulüne uygun olduğu, dava konusu olayda hisse bedelinin davalı şirkete değil şahsa ödendiği, bu durumun davalıya ait mizan kaydında görülemeyeceği, davalı
tarafından kullanılan hileli davranışlarla davacının yanılgıya düşürülmesi ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan davacı tarafından davalı ya da bir başkasına haksız çıkar sağlandığının, davalı şirketce çifte defter tutulduğunun, ticari defter ve kayıtlarda tahrifat yapıldığının, yanıltıcı belgeler düzenlendiğinin tespit edilemediği, pay defteri ile hazirun cetvelinde yer alan kayıtların farklılık gösterdiği, ortaklık ana sözleşmesinde bağlam hükmünün öngörülmediği, davaya konu hisse devir sözleşmesindeki pay devrinin şirket tarafından benimsenip pay defterine kaydedildiği gerekçesi ile ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisi kurulmadığının tesbiti, hukuka aykırı şekilde kurulan yatırım ilişkisinin hükümsüzlüğü ve davalılar tarafından tahsil edilen paranın istirdadı istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının "... Gıda San. ve Tic. A.Ş. Hisse Senedi Devir ve Kabul Sözleşmesi" başlıklı belgeye istinaden hisseyi devreden davalı ..."ten devraldığı, bedelin davalı şirkete ait mizan kaydında görünmemesinin doğal olduğu, davalı tarafından kullanılan hilelerle davacının yanılgıya düşürüldüğü yönünde herhangi bir delil elde edilemediği gerekçesiyle, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Ancak, Dairemizden geçen diğer emsal dosyalardan da anlaşılacağı üzere ... Grubu"na dahil bazı şirketlerin fiili ve hukuki irtibat halinde oldukları, birlikte hareket ederek para toplama amacıyla yukarıda belirtilen belgeler gibi belgeler karşılığında para tahsil ettikleri, ortağın sermaye olarak verdiğini isteyemeyeceğine dair yasal düzenlemeyi kulllanarak para yatıran kişileri grup şirketlerden herhangi birinde veya birkaçında düşük nominal bedellerle şeklen ortak gibi gösterdikleri, tahsil ettikleri parayı ise muhasebe kayıtlarına yansıtmayarak para iade taleplerini reddettikleri böylelikle haksız fiilde bulundukları anlaşılmaktadır. Davalı şirketin unvanını taşıyan belgede hisse devraldığının belirtilmesi ve bu bedelin miktarı konusunda davalı tarafın bir itirazının da bulunmaması karşısında davalıların ödenen bedelden sorumlu olduğu kabul edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun düşmeyen yazılı gerekçeyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2- Öte yandan, Dairemizin ilk bozma ilamıyla eksik inceleme nedeniyle davanın reddi kararı bozulmuş, bozmaya uyularak verilen ikinci kararda davalı ... yönünden davanın husumet sebebiyle reddine, diğer davalılar hakkındaki davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. İkinci kararı davacı vekili temyiz etmeyip davalılardan ... Gıda San. ve Tic. A.Ş ile ... vekili temyiz etmiş, bu şekilde davalı ... hakkında verilen husumetten red kararı ile davalı ... hakkında verilen kısmen kabul kararı kesinleşmiştir. Bu durumda, davalı ...Ş. hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması gerekirken bu davalı hakkında ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığı gibi, davalı ... yönünden verilen kısmen kabul kararının kesinleştiği gözetilmeksizin anılan davalı hakkında da ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.350 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 10/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.