17. Hukuk Dairesi 2014/18118 E. , 2017/1665 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı ... ve ... vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın, kaldırımda yürüyen davacıya çarpmasıyla oluşan kazada davacının yaralandığını, ayağında kırık oluştuğunu ve çalışamadığı için gelir kaybına uğradığını, davacının serbest hamallık yapıp günlük 80,00 TL. kazanç elde ettiğini, uzun süre tedavi gördüğünü ve kalıcı sakatlığa uğrama riski bulunduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve davalı sigortacı sadece maddi tazminattan sorumlu olmak kaydıyla, 7.000,00 TL. maddi ve 60.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; 17.04.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle, maddi tazminat taleplerini 22.122,50 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı ... vekili, kazaya karıştığı iddia olunan aracın, kaza tarihini kapsar sigorta poliçesinin, şirketleri nezdinde bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... ve ... vekili, davalı ..."nın kazadan birkaç gün önce aracı satın aldığını, henüz aracı teslim almadan önce gerçekleşen kaza nedeniyle oluşan zarardan davalı malikin sorumlu olmadığını, davalı sürücünün kazada kusuru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı ... A.Ş. aleyhine açılan dava, atiye terk edildiğinden bu davalı yönünden karar verilmesine yer olmadığına; davalı ... ve ... aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile 22.122,00 TL. maddi ve 3.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, özellikle, dava ihbar edilenler, davanın tarafı olmadığından haklarında hüküm kurulmayışında bir usulsüzlük bulunmamasına, davacının kazadaki yaralanması nedeniyle oluşan maluliyet oranının, kaza tarihindeki mevzuat hükümlerine uygun olarak belirlenmiş olmasına göre; davalı ... ve ... vekilinin, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, Borçlar Kanunu"nun 46. maddesi (6098 sayılı TBK md. 54) gereğince çalışma gücü kaybı nedeniyle maddi tazminat ve 47. maddesi (TBK m. 56) gereğince manevi tazminat istemine ilişkindir.
Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlâl etmesi hali BK m. 46/1’de özel olarak hükme bağlanmıştır (6098 sayılı TBK m. 54). Bu hüküm gereğince “Cismani bir zarara düçar olan kimse külliyen veya kısmen çalışmaya muktedir olamamasından ve ileride iktisaden maruz kalacağı mahrumiyetten tevellüt eden zarar ve ziyanını ve bütün masraflarını isteyebilir”. Bu hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlâli halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddî zararın türleri; masraflar, çalışma gücünün kısmen veya tamamen kaybından doğan zararlar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararlar şeklinde düzenlenmiştir. Borçlar Kanunu"nun 46. maddesinde belirtilen “bütün masraflar” deyimi çok geniş kapsamlıdır. Bu giderlere zarara uğrayanın katlanmak zorunda kaldığı bütün giderler dahildir. Cismani zarar nedeniyle uğranılan mevcut ve gelecekteki zararın karşılığı olan tazminat miktarının tespit edilebilmesi için, öncelikle zarar görenin kazadan önce elde ettiği net gelirin doğru saptanması icap eder.
Davacı taraf, dava dilekçesinde, davacının hamallık yapıp günlük 80,00 TL. gelir elde ettiğini iddia etmiş; hükme esas alınan 10.01.2014 tarihli hesap bilirkişi raporunda ise, emsal gelir araştırması kapsamında,.....Esnaf Odası"nın 27.04.2010 tarihli yazı cevabında bildirdiği gelirin ortalaması esas alınıp, asgari ücretin 2,47 katı üzerinden hesaplama yapılmıştır. Davacının kazadan önceki işi ve gelirinin saptanması bakımından, mahkeme tarafından başkaca araştırma yapılmamış, davacı taraf da herhangi bir delil sunmamıştır. Bu durum karşısında, sadece emsal araştırması kapsamında, oda tarafından bildirilen gelirin, davacının sürekli ve düzenli geliri olarak kabulü esasına dayanan hesap bilirkişi raporu yerinde olmadığı gibi, hüküm kurmaya da elverişli değildir. Eksik inceleme ve hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre karar verilemez.
Bu durumda, davacının kazadan önce yaptığı iş ile bu işten elde ettiği gelirin, asgari ücretin üzerinde olduğuna dair, belgeye dayanan somut delil bulunmamasına, asgari ücretin kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle, bu tutarın altındaki gelirin tazminat hesabında kullanılmaması ve belgeyle gelirin ispat edilemediği halde asgari ücretin esas alınmasına ilişkin yerleşik Yargıtay uygulamaları gözetilerek; davacının işgöremezlik tazminatı hesabının, asgari ücret üzerinden yapılması konusunda, bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca karar verilmesi gerekirken; eksik incelemeyle yazılı olduğu biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... ve ... vekilinin, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... ile davalı ..."e geri verilmesine 20/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.