Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/19447
Karar No: 2016/7342

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2015/19447 Esas 2016/7342 Karar Sayılı İlamı

2. Hukuk Dairesi         2015/19447 E.  ,  2016/7342 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Boşanma

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından; kusur belirlemesi, tazminatların ve alacak taleplerinin reddi yönünden, davalı-davacı erkek tarafından ise; tamamına yönelik olarak temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 12.04.2016 günü duruşmalı temyiz eden davalı-davacı ..... geldi. Vekilleri gelmedi. Karşı taraf temyiz eden davacı-davalı .... ve vekilleri gelmedi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    1- Davacı-davalı tanıklarının sözlerinin bir kısmı kadından duyuma dayalı olup, bir kısmı ise, Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlardan ibarettir. Dosyada davacı-davalı kadının iddialarını kanıtlamaya elverişli başkaca bir delil de bulunmamaktadır. Bu halde evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davalı-davacı erkeğe hakaret edip, eşini beğenmediğini söyleyen davacı davalı kadının tam kusurlu olduğunun kabulü gerekir.Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde "evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği" hükme bağlanmıştır. Bu hükmü, tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamak ve değerlendirmek doğru değildir. Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer. Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonra da mademki birlik artık sarsılmış diyerekten boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir. Öyle ise Türk Medeni Kanununun 166. maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya gerek olmayıp, daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır. Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır (TMK m. 166/2).
    Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki, bu sonuca ulaşılması tamamen davacı-davalının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalı-davacıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bu durumda açıklanan nedenle isteğin reddi gerekirken, yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
    2-Dava açılırken yatırılan başvurma harcı, dava dilekçesindeki tüm talepleri kapsar. Davacı-davalının nispi peşin harcı verilen kesin süreden sonra yatırdığı anlaşılmaktadır. Mahkemece davacı-davalı kadının ziynet ve işten ayrılma sebeplerine dayalı alacak talebi harcın kesin süre içerisinde yatırılmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Bahsi geçen talepler yönünden harcın verilen kesin süre içinde yatırılmamış olması bu taleplerin bu dava içinde görülmesini engeller ise de, bu talepler yönünden harcı tamamlanmış bağımsız bir dava mevcut olduğuna ve bu taleplerin boşanmanın fer"i niteliğinde olmadığına göre, bu davadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesi gerekirken, bu yön nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.
    3-Davalı-karşı davacı erkeğin, karşı dava dilekçesinde boşanma talebi bulunmamaktadır. Hakim iki taraftan birinin talebi olmaksızın re"sen (kendiliğinden) bir davayı inceleyemez ve karara bağlayamaz (HMK m. 24/1). Bu durumda mahkemece boşanmaya ilişkin karşı dava varmış gibi davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davasının kabulüne karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.12.04.2016(Salı)




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi