1. Hukuk Dairesi 2015/2877 E. , 2016/10523 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ECRİMİSİL
Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
Davacı, kayden maliki olduğu 69 parça taşınmazın davalı tarafından 1997 yılından beri yol, yeşil alan, kavşak ve benzeri uygulamalar yapılmak suretiyle işgal edildiğini ileri sürerek, dava tarihinden geriye doğru beş yıllık süre için 6.664.892,00 TL ecrimisilin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının taşınmazları kullanımının haklı ve geçerli bir nedene dayanmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; kayden davacının maliki olduğu taşınmazların bir kısmına haklı ve geçerli bir sebep bulunmaksızın yeşil alan, kavşak ve benzeri uygulamalar yapılmak suretiyle elatıldığının saptanarak ecrimisile karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Bilindiği üzere, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir (YHGK"nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı).
25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay"ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık, değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK"nın 266 vd. maddelerine uygun olmalıdır.
Bu nedenle, özellikle tarım arazilerinin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir.
Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara...artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Somut olayda, yukarıda belirtilen ilke ve usuller dikkate alınmaksızın hükme esas alınan bilirkişi raporunda soyut ve genel bir takım belirlemeler ile ecrimisil hesabı yapıldığı gibi, davacı tarafından ibraz edilen emsal kira sözleşmelerin değerlendirmeye alınmaması, ayrıca işgal dışında kalan alanların ayrı bir şekilde kullanılma imkanın bulunup bulunmadığı hususunda herhangi bir değerlendirme yapılmamış olması doğru değildir.
Hâl böyle olunca; yukarıda değinilen ilke ve esaslar çerçevesinde inceleme yapılarak, ilk önce davalı belediyenin taraf sıfatının saptanması bakımından taşınmazların davalı belediyenin sorumluluk alanında kalıp kalmadığının..."a yazı yazılarak tespit edilmesi, akabinde tarafların ibraz ettiği emsal kira sözleşmelerinin değerlendirip, işgal dışında kalan alanların ayrı bir şekilde kullanılma imkanının bulunup bulunmadığı da gözetilerek bilirkişilerden denetime olanak verecek şekilde rapor alınması, sonucuna göre hesaplanan ecrimisilin hüküm altına alınması gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları değinilen yönler itibariyle yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.