23. Hukuk Dairesi 2014/2208 E. , 2014/7611 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Mudanya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 22/05/2013
NUMARASI : 2011/403-2013/189
Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkili arsa sahipleri ile davalı yükleniciler arasında 08.12.2010 tarihli arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi düzenlendiğini, toplam 12 adet dairenin müvekkillerine ait olacağının kararlaştırıldığını, paylaşımda toplam kaç dairelik inşaat yapılacağı ve davalılara kaç daire düşeceği konusunda oran belirtilmediğini, davacılar tarafından yapılan araştırmada söz konusu taşınmazın üzerine 60 adet dairenin yapılacağını öğrendiklerini, bunlardan sadece 12 adet dairenin kendilerine verilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, emsallere göre paylaşımın arsa sahiplerine %30, yüklenicilere ise %70 oranda olması gerektiğini, müvekkillerinin 18 daire alması gerektiğini ileri sürerek, sözleşmenin gabin hukuki sebebine dayalı olarak feshini, olmadığı takdirde emsal oranlar dikkate alınarak müvekkillerine 18 adet dairenin verilmesi yönünde paylaşım ile tescilini, tescil mümkün olmadığı takdirde eksik kalan 6 dairenin emsal ve rayiç değerlerinin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, dava konusu taşınmazın kadastral parsel uygulama görmediğini, ifraz ve tevhit işlemleri yapılmadığından hukuken ayıplı konumda olduğunu, tarafların paylaşma yüzdelerini belirlememiş olmalarının, sözleşmenin geçersizliğine yeter bir neden olmadığını, gabinin unsurlarının gerçekleşmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; taraflar arasında 08.12.2010 tarihli düzenleme şeklinde arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi düzenlendiği, imar uygulaması talep edilen parselin plan zayiat bedelinin ödenmesinde yasal sorumlunun taşınmaz malikleri olduğu, ancak sözleşme ile yüklenicinin de sorumlu tutulabileceği, somut olayda taşınmazla ilgili zayiat bedelini arsa sahipleri Nurettin, Mehmet ve H.. S.. vekili İ.. C.." ın ödemeyi taahhüt ettiği, sözleşme tarihinde taşınmazın imar uygulaması içerisinde bulunmadığı, taşınmaz üzerinde herhangi bir yapı ruhsatı kaydına rastlanmadığı, ortada projelendirilmiş bir yapı ruhsatı ve somut inşaat olmadığından sözleşmeye konu taşınmaz üzerinde ne miktarda ve ne kadar dairenin yapılacağının muallak olduğu, sözleşmede de taşınmazın ne şekilde ne miktarda daire yapılacağına dair açıklık bulunmadığı, kaldı ki sözleşmeyi yaptıkları anda tarafların, sözleşmedeki hükümleri bilebilecek durumda oldukları, BK"nın 21. maddesinde düzenlenen gabin şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya kapsamından, dava konusu taşınmazın kadastro parseli olduğu anlaşılmış olup; taraflar, sözleşmede de imar durumuna uygun olarak tevhit, ifraz, yola terk vs muamelelerden sonra oluşacak parselde inşaatın yapımını kararlaştırmışlardır.
3194 sayılı İmar Kanunu gereğince ancak imarlı parseller için inşaat ruhsatı verilebileceğinden, kadastro parseli olan taşınmazda inşaat yapılması mümkün değildir. Sözleşmenin imzalandığı tarihte imkânsızlık mevcut ise de taşınmazın imar uygulaması ile arsa haline dönüşmesi durumunda sözleşmenin başlangıcındaki imkânsızlık ortadan kalkacaktır.
Bu durumda mahkemece, sözleşmenin ifasının geçici olarak imkânsız bulunduğu, henüz imar uygulaması yapılmadığı için tam olarak kaç daire yapılacağının belli olmadığı, bu durumda gabin sebebiyle sözleşmenin feshini isteyen davacının zarar görüp görmediğinin, edimler arası aşırı oransızlık olup olmadığının henüz anlaşılamadığı aşamada davanın erken açıldığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi gerekirken, aynı sonuca yazılı gerekçelerle varılması isabetsiz olmuştur. Öte yandan, mahkemece gabin nedeniyle sözleşmenin feshi koşullarının oluşmadığı sonucuna varılmış olup, dava, BK"nın 21. maddesi uyarınca dava tarihinde yürürlükte bulunan sözleşme tarihinden başlayan bir yıl içinde 07.12.2011 tarihinde açıldığı halde, gerekçeli karar başlığında dava tarihinin 19.12.2011 olarak yazılması da hatalı olmuştur. Sonucu itibariyle doğru olan kararın, HUMK"nın 438/son maddesi uyarınca değişik gerekçe ile ve hüküm fıkrasının 1. bendindeki yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK"nın 438/7. maddesi uyarınca aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilmesi suretiyle onanması, gerekçeli karar başlığındaki dava tarihinin aşağıdaki şekilde düzeltilmesi gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, kararın gerekçesi değiştirilerek ve ""HÜKÜM"" fıkrasının 1 numaralı bendine " Davacının" ibaresinden sonra gelmek üzere " erken açılan" ibaresinin yazılmasına ve kararın bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, gerekçeli karar başlığındaki dava tarihinin 07.12.2011 olarak düzeltilmesine, alınması gereken harç peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süresi içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.