22. Hukuk Dairesi 2017/18408 E. , 2018/26171 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı kurumun asıl, diğer davalının alt işveren olarak faaliyette bulunduğu işyerinde çalışmakta iken 08/11/2010 tarihinde haksız ve ihbar öneline uyulmadan iş akdinin feshedildiği, son aylık ücretinin 990,00 TL olduğu iddiası ile kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, aylık ücret, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıların Cevabının Özeti:
Davalı ... vekili, davacının, müvekkili kurumun işçisi olmadığı, müvekkili kurum ile diğer davalı şirketler arasında Kamu İhale Kanunu uyarınca yapılan yapım işi ihalesi sonucu sözleşme imzalandığı, bu sözleşmeye göre diğer davalı yanında çalışan işçilerin hak ve alacaklarından sorumlu olmayacakları, müvekkili kurumun işveren sıfatının bulunmadığı, sözleşme konusu iş ve işyerinin anahtar teslimi olarak yüklenici kiracıya teslim edildiği, davanın zamanaşımına uğradığı savunması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... Mad. Nak. Mot. Ve İş. Mak. San. Tic. Ltd. Şti vekili; davacının iş akdini kendisinin feshettiği, bu nedenle kıdem tazminatı ve diğer alacakları talep etmesinin hukuki dayanaktan yoksun olduğu, alacakların zamanaşımına uğradığı savunması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece toplanan kanıtlar ve yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe :
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı şirketin temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalı ...nün temyizine gelince, taraflar arasında öncelikle çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, davalılar ... Ltd. Şti. ile ... arasındaki ilişkinin niteliği ve davalı ...’nün dava konusu işçilik alacaklarından sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktasındadır.
Rödövans, maden ruhsat alanlarının maden arama ve işletme ruhsat sahibi tarafından sözleşme ile gerçek veya tüzel bir kişiye bir süre bırakılması, maden ocağının işletilmesini üstlenen gerçek veya tüzel kişinin ise, ruhsat sahibine ürettiği her bir ton maden için bir miktar ücret ödemeyi taahhüt ettiği bir sözleşmedir. Rödövans sözleşmesi, maden ruhsatının devrini değil, bu hakkın bir başkasına belirli bir süreyle kullandırılmasını amaçlar. Bu sözleşmenin yapılması kanunda herhangi bir şekle tabi tutulmamıştır.
Maden Kanunu’nda, maden haklarının bölünmezliği ilkesi kabul edilmiştir (m.5/1). Bu düzenlemenin amacı, işletilmesinde kamusal yarar olan madenlerin rasyonel ve ekonomik olarak değerlendirilmelerini sağlamaktadır. Ancak, aynı madde uyarınca maden arama ve işletme haklarının devri mümkündür. Maden Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasına göre, “Maden ruhsatları ve buluculuk hakkı devredilebilir. Devir yapılmadan önce arama ve işletme ruhsatlarının devredildiği tarihteki ruhsat bedelinin iki katı tutarında devir bedeli alınır. Devir Bakanlık onayı ile gerçekleşir.”
Bakanlık izni alınmadan yapılan rödövans sözleşmesi ile ilgili yaptırım Kanunda özel olarak düzenlenmiştir. Maden Kanunu"nun Ek 7. maddesinin birinci fıkrasına göre “Ruhsat sahipleri ile üçüncü kişiler arasında rödövans sözleşmeleri Bakanlığın iznine tâbidir. İzin alınmaksızın yapılan rödövans sözleşmesi ile yürütülen madencilik faaliyetleri durdurulur”.
24/06/2010 tarihinde yürürlüğe giren 5995 sayılı Kanun ile Maden Kanunu’na eklenen Ek Madde 7"de “Maden ruhsat sahiplerinin, ruhsat sahalarının bir kısmında veya tamamında üçüncü kişilerle yapmış oldukları rödövans sözleşmelerinde, bu alanlarda yapılacak madencilik faaliyetlerinden doğacak İş Kanunu, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili idari, mali ve hukuki sorumluluklar rödövansçıya aittir. Ancak bu durum ruhsat sahibinin Maden Kanunundan doğan sorumluluklarını ortadan kaldırmaz.” hükmü düzenlenmiştir. Buna göre ruhsat sahibinin Maden Kanunu"ndan doğan sorumlulukları nedeniyle sözleşmede denetim yetkisine ilişkin bir takım hükümlere yer verilmesi rödövans sözleşmesinin geçerliliğine halel getirmez.
Daha önce maden sahasını işletmeye açmış olan ruhsat sahibi, sonradan işletme ruhsatını üçüncü kişiye rödövans sözleşmesi ile devredebilir. İşletme hakkını devrederken işletmede bulunan alet ve makineleri de sözleşmenin diğer tarafının kullanması için verebilir. Bu durumda ruhsat sahibi, sadece karşılığında rödövans bedeli aldığı ürünü denetlemek, teslim almak ve maden kanununun ruhsat sahibine yüklediği yükümlülükler nedeniyle üretime yönelik olmayan işçi bulundurmak yetkilerine sahiptir.
Rödövans sözleşmesinin tarafları arasında çıkan uyuşmazlıklar açısından, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 357. maddesinde düzenlenen ürün kirasına ilişkin hükümler kıyasen uygulanmaktadır. Ürün kirası sözleşmesine göre, kiraya veren, kiracıya, ürün veren bir şeyin veya hakkın kullanılmasını ve ürünlerin devşirilmesini bedel karşılığında bırakmayı üstlenmektedir.
Rödövans sözleşmesinde, mülkiyeti devlete ait olan madenlerin arama ve işletme hakkını alan gerçek veya tüzel kişilerin bu haklarını üçüncü kişilere devretmesi söz konusudur. Bu nedenle, rödövans sözleşmesinde alt işveren sözleşmesinde olduğu gibi biri asıl işveren, diğeri alt işveren olan iki işveren bulunmamaktadır. Ruhsat sahibi, yürüttüğü mal ve hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde veya asıl işin bir bölümünde iş alan başka bir işverenle alt işverenlik sözleşmesi düzenlememektedir. Diğer bir deyişle, maden kanununa uygun olarak akdedilen rödövans sözleşmesi yukarıda ifade edilen alt işverenlik sözleşmesinin unsurlarını taşımamaktadır (UYUMAZ, Alper/GÜNGÖR,Fatma; Rödovans Sözleşmesi, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. XIX, 2015, s. 160).
Maden sahasında işletme hakkının kiraya verilmesinde (rödövans sözleşmesi) rödövansçı, madeni, sözleşmede belirtilen şartlar çerçevesinde kendi adına işletir. Rödövansçı, madeni kendi adına işletemiyorsa, üretim, çalışma ve organizasyon açısından ruhsat sahibine tam olarak bağlı ise bu durumda rödövanstan değil, alt işverenlik ya da ihaleden söz edilir. Dolayısıyla rödövans sözleşmesi rödövansçının bağımsızlığını ve inisiyatifini tamamen ortadan kaldıracak şekilde düzenlenemez. Rödövans sözleşmesinde, asgari üretim miktarı ile ton başına verilecek ücretin belirlenmesi hukuki ilişkiyi rödövans olmaktan çıkarmaz. Rödövans sözleşmesinde rödövansçı istediği kadar işçi alıp çıkartabilir, kanunlara aykırı olmamak şartıyla üretim sürecini istediği gibi yönetebilir, vardiyalar oluşturabilir, çalışma şartlarını belirleyebilir. Rödövansta önemli olan belirli nitelikte ve miktardaki madenin belirli zaman dilimleri içinde çıkartılarak istenilen yerlere sevkini yapmaktır.
Şu hususun da üzerinde durulmalıdır ki; 5995 sayılı Kanun ile Maden Kanunu’na eklenen Ek Madde 7"de yer alan “Maden ruhsat sahiplerinin, ruhsat sahalarının bir kısmında veya tamamında üçüncü kişilerle yapmış oldukları rödövans sözleşmelerinde, bu alanlarda yapılacak madencilik faaliyetlerinden doğacak İş Kanunu, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili idari, mali ve hukuki sorumluluklar rödövansçıya aittir. Ancak bu durum ruhsat sahibinin Maden Kanunundan doğan sorumluluklarını ortadan kaldırmaz.” hükmünün 24/06/2010 tarihinde yürürlüğe girmiş olması, 24/06/2010 tarihinden önceki dönem için rödövansçı işçilerinin o işyeri ile ilgili doğan işçilik alacaklarından ruhsat sahibinin de sorumlu olduğu şeklinde bir yoruma imkan vermez. Çünkü, somut uyuşmazlıkta olduğu gibi geçerli bir rödövans sözleşmesinin varlığı durumunda, ruhsat sahibi ile rödövansçı arasındaki ilişkinin niteliği başından itibaren aynıdır. Bu ilişkinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6. maddesinde düzenlenen asıl işveren-alt işveren ilişkisi tanımlamasına uygun olmadığı açıktır. Dolayısıyla, geçerli bir rödövans sözleşmesinin varlığı durumunda, 24/06/2010 tarihi öncesi ve sonrası şeklinde bir ayrım yapılmaksızın, ruhsat sahibinin, rödövansçı işçilerinin işçilik alacaklarından sorumlu olmadığı kabul edilmelidir.
Somut olayda, Mahkemece, davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğu kabul edilerek kabul edilen alacaklardan davalıların müştereken müteselsilen sorumlu oldukları kabul edilerek hüküm oluşturulmuştur. Karara dayanak alınan 29.06.2015 tarihli ek raporda, davacının çalışma süresinin 11.08.2005-29.09.2010 tarihleri arasında olduğu esas alınarak hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacının, davalı ... Madencilik Ltd. Şti.’ye ait işyerinde çalıştığı sabittir. Davalı ...nün 12.03.2015 havale tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde kurum ile ... Madencilik arasında 5 Nolu Taşkömürü sahasının rödövans karşılığı işlettirilmesine dair 23.12.2014 tarihinde imzalanan 24935 nolu noter onaylı rödövans sözleşmesi olduğu ve ekte sunulduğu belirtilmiş ise de bu sözleşmenini dosyaya sunulmadığı anlaşılmıştır.
Açıklanan sebeplerle, davalı Türkiye Taşkömürü Kurumu vekilinin iddia ettiği rödovans sözleşmesi dosyaya kazandırıldıktan sonra, tüm dosya kapsamına ve açıklanan ilkelere göre taraflar arakında geçerli bir rödovans sözleşmesi olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken aksi yönde kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 04.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.