17. Hukuk Dairesi 2014/18027 E. , 2017/1630 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; 09/05/2010 günü davalı ... A.Ş. tarafından zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı, davalı .... Hizm. adına kayıtlı ve davalı ... yönetimindeki aracın kusuru ile gerçekleşen kazada davacıların oğlu/kardeşi ...."nin kullandığı motorsiklete çarparak ölümüne neden olduğunu, davacıların müteveffanın maddi ve manevi desteğinden yoksun kaldıklarını belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla her bir davacı için şimdilik 100,00 TL maddi tazminat ile 200,00 TL cenaze gideri olmak üzere toplam 1.000,00 TL maddi tazminatın, davacı baba ve anne için kişi başı 20.000,00 TL, diğer davacılar için kişi başı 5.000,00 TL olmak üzere toplam 70.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan (sigorta şirketi sadece maddi tazminattan poliçe limiti ile sınırlı sorumlu) müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili; 19/09/2012 tarihli dilekçe ile maddi tazminata ilişkin talebini 19.285,00 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı ... vekili; müteveffanın babası ..."nin 7.754,58 TL, anne ... için 10.632,32 TL"nin davalı şirket tarafından toplam 18.390,00 TL"nin davacılara ödendiğini, zarar miktarını ödeyen davalı şirketin sorumluluğunun sona erdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı .... vekili; kazanın oluşumunda kusurlu tarafın müteveffa motorsiklet sürücüsü olduğunu, kaza tespit tutanağını ve atfedilen kusur oranını da kabul etmediklerini, destek tazminatı istemlerinin ve manevi taminat taleplerinin haksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili;kazaya ilişkin olarak ceza dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, davalının olayın meydana gelmesinde tek başına kusurlu olmadığını, davacı tarafın maddi tazminat taleplerinin hukuki dayanağının olmadığını, kardeşlerin yaşları itibariyle müteveffadan destek almalarının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ve istenen manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan vekili; davacıların yaş durumları ve gelirleri göz önüne alındığında anne ve baba dışındaki davacıların maddi ve manevi tazminat taleplerini reddi gerektiğini, ceza davasının bekletici mesele yapılmasını ve istenen miktarların çok fazla olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile maddi tazminat olarak, davacılar .... için 8.102,00 TL ve .... için 10.383,00 TL"nin kaza tarihi olan 09/05/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalılardan ... A.Ş"nin sigorta limiti ile sınırlı sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacılara ödenmesine; manevi tazminat olarak davacılardan ... için 8.000,00 TL, ... için 8.000,00 TL, ... için 5.000,00 TL, ... için 5.000,00 TL, .. için 5.000,00 TL, ... için 5.000,00 TL, ... için 5.000,00 TL ve .... için 5.000,00 TL"nin kaza tarihi olan 09/05/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan ... ve ... Servis Hizmetleri şirketinden müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacılara
ödenmesine, davacıların fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere göre davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, 6098 sayılı B.K.’nun 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K"nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. Belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar anne .... ve baba .... için ayrı ayrı takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
3-Davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacı yönünden lehine hükmedilen tazminat miktarına göre kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine; reddedilen her bir dava yönünden de davalı lehine ayrı ayrı vekalet ücreti taktir edilmesi gerekmektedir.
Somut olayda; her bir davacı lehine hükmedilen manevi tazminat için kendisini vekille temsil ettiren lehine vekalet ücreti taktiri gerekirken toplam manevi tazminat miktarı üzerinden vekalet ücreti taktir edilmesi, her bir davacı yönünden de, reddedilen tazminat tutarı dikkate alınarak davalı yararına ayrı ayrı vekalet ücreti takdiri gerekirken, reddedilen toplam manevi tazminat miktarı üzerinden tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 20/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.