20. Hukuk Dairesi 2015/7483 E. , 2016/3527 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... temsilcisi ile davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü, 101 ada 1 parsel sayılı 3.107.596,15 m² yüzölçümündeki taşınmaz orman vasfıyla ... adına tespit edilmiştir.
Davacı ... Asliye Hukuk Mahkemesine sunduğu 01.08.2011 havale tarihli dilekçesiyle, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava konusu 101 ada 1 sayılı orman parseli içinde taşınmazının bırakıldığını iddia ederek, taşınmazın adına tescili isteğiyle dava açmıştır. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın açıldığı tarihte 101 ada 1 sayılı parselin kadastro mahkemesinde davalı olduğu ve tutanağının kesinleşmediği için davaya bakma görevinin kadastro mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek dosya kadastro Mahkemesine devredilmiştir.
Davanın kadastro mahkemesine devrine neden olan dava dosyasında ise, başka gerçek kişiler tarafından 101 ada 1 sayılı orman parseline karşı dava açılmış ve bu davada kadastro Mahkemesi 29/05/2013 tarih ve 2011/59-2013/350 sayılı kararıyla ...’nun davasının kabulü ile 101 ada 1 sayılı parsel içinde kalan fen bilirkişilerce hazırlanan ekli krokide (A) harfiyle gösterilen 5858,50 m² ve (B) harfiyle gösterilen 1698,43 m² yüzölçümlü bölümlere ilişkin kadastro tespitinin iptaline ve bu bölümlerin ... ... adına ayrı ayrı çay ve fındık bahçesi vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, temyiz üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 20/10/2014 gün ve .../... - .../... sayılı kararıyla; “…... ... adına tescile karar verilen (A) ve (B) harfleriyle gösterilen bölümlerinden arta kalan kısım hakkında tescil kararı oluşturulmamış ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden ve yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün birinci fıkrasına (c) bendi olarak "c) Gerçek kişi ... ... adına tescile karar verilen (A) ve (B) harfleriyle gösterilen bölümleri çıkarıldıktan sonra 101 ada 1 sayılı parselin 3.100.039,22 m² yüzölçümüyle orman vasfıyla ... adına tapuya kayıt ve tesciline" ibaresinin yazılması suretiyle…” denilerek yerel mahkeme kararı düzeltilerek onanmıştır.
Mahkemece, yukarıda bahsi geçen dosyanın Yargıtay’dan dönüşü beklendikten sonra, davanın kabulüne ve dava konusu 101 ada 1 sayılı parsel içinde yer alan ve fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfiyle gösterilen 7600,19 m² yüzölçümlü bölüme ilişkin kadastro tespitinin iptali ile bu bölümün fındık bahçesi vasfıyla davacı ... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tescillerine, davacı adına tescile karar verilen 7600,19 m² yüzölçümlü bölüm çıkartıldıktan sonra (daha önce Yargıtay 20. Hukuk Dairesince düzeltilen miktardan çıkarıldıktan sonra) 101 ada 1 sayılı parselin geriye kalan bölümünün 3.092.439,03 m² yüzölçümlü olarak orman vasfıyla ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... temsilcisi ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli taşınmaz orman alanı içinde bırakılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada dava konusu bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfiyle gösterilen 7600,19 m² yüzölçümlü taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişiler yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak Hakim doğru ve infaz sırasında duraksamaya neden olmayacak biçimde, infazı kabil hüküm oluşturmak zorundadır. Kararda her bir pay sahibinin kimliği ve pay oranları tereddüte meydan vermeyecek şekilde açık ve anlaşılır olmalıdır. Bu itibarla, mahkemece ... mirasçılarının kimler olduğu ve pay oranları belirtilmeden hüküm kurulması doğru olmamıştır. Fakat bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün birinci bendinin son cümlesinde yer alan “...... Mirasçıları adına…” ibaresi hükümden çıkartılarak yerine, “…...’ın mirası 20 pay kabul edilerek, ...’a 5 pay, ...’a 3 pay, ...’a 3 pay, ...’a 3 pay, ...’a 3 pay ve ...’a 3 pay olarak adlarına tapuya kayıt ve tesciline…” ibaresi yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 28/03/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.