Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/9565
Karar No: 2014/7579
Karar Tarihi: 26.11.2014

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2014/9565 Esas 2014/7579 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2014/9565 E.  ,  2014/7579 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Erzurum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 18/07/2013
    NUMARASI : 2010/435-2013/552

    Taraflar arasındaki üyeliğin tespiti, kooperatif genel kurul kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı kooperatif temsilcileri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacılar vekili, müvekkillerinin hisse devri suretiyle yönetim kurulu kararıyla davalı kooperatife üye olduklarını, kooperatif yetkilisi olmayan H. Ö.ve M. K. 28.05.2010 günü aldığı kararla 30.05.2010 tarihinde genel kurul yapılmasının kararlaştırıldığını, davacıların toplantıya çağrılmadığını, hazirun cetvellerine adlarının yazılmadığını, bu şahıslar yönetici olmadıklarından toplantıya çağıramayacaklarını, çağrının usulüne uygun olmadığını, genel kurulda alınan kararların yasa, anasözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu ileri sürerek, anılan genel kurul toplantısı ve alınan tüm kararların iptaline, davacıların kooperatif üyesi olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı, yargılamaya katılmamıştır.
    Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; 10.05.2008 tarihli karar ile davacılara daire satılmasına karar verildiği, dolayısıyla davacıların kooperatif üyesi oldukları, yasadaki sürelere uyulmadan iki gün sonra genel kurul toplantısı yapıldığı ve üyelere genel kurula çağrıyı içeren tebligat yapılmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile kooperatifin 30.05.2010 tarihli genel kurul kararının iptaline, davacıların kooperatif üyesi olduklarının tespitine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı kooperatif temsilcileri temyiz etmiştir.
    1-Dava, kooperatif üyeliğinin tespiti ve genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.
    7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 12. maddesinde “Hükmi şahıslara tebliğ, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise, yalnız birine yapılır. Bir ticarethanenin muamelelerinden doğan ihtilaflarda, ticari mümessiline yapılan tebliğ muteberdir" hükmüne; dava dilekçesinin tebliğ tarihinde yürürlükte olan Tebligat Tüzüğü"nün 17. maddesinde "Hükmi şahıslara tebliğ salahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise yalnız birine yapılır. Vekaletlerin ve bunların teşkilatının, mülhak ve hususi bütçeli idarelerle belediyelerin, köylerin ve hususi kanunlarına müsteniden kurulmuş olan teşekküllerle, şirketlerin ve cemiyetlerin salahiyetli oldukları mümessilleri tabi kanunlara ve statülerine göre tayin edilir. Hükmi ve hakiki şahsa ait bir ticarethanenin muamelelerinden doğan ihtilaflarda, ticarethanenin o muamelede salahiyetli ticari mümessiline yapılan tebliğ muteberdir." hükmüne; 25.01.2012 tarihinde yürürlüğe giren Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik"in 20. maddesinde de, "Tüzel kişilere tebliğ yetkili temsilcilerine, bunlar birden çok ise yalnız birine yapılır." hükmüne yer verilmiştir. Aynı Yasa"nın 13. maddesinde ise “Hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler herhangi bir sebeple mütat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğ, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır.” hükmüne; dava dilekçesinin tebliğ tarihinde yürürlükte olan Tüzüğün 18. maddesinde "Yukarıki madde mucibince tebliğ yapılacak kimseler herhangi bir sebeple mütat iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamıyacak bir halde oldukları takdirde tebliğ, hükmi şahsın o yerdeki memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Şu kadar ki, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin, hükmi şahsın yerdeki teşkilatı veya personeli içinde vazife itibariyle tebligatın muhatabı olan hükmi şahsın mümessilinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle tavzif edilmiş bir şahıs olması lazımdır. Bunların da bulunmadığı tebliğ mazbatasında tespit edildiği takdirde tebligat, o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme yapılır." hükmüne; Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik"in 21. maddesinde ""Tüzel kişiler adına tebligatı almaya yetkili kişiler, herhangi bir sebeple mutat iş saatlerinde işyerinde bulunmamaları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde olmaları durumunda tebliğ, tüzel kişinin o yerdeki sürekli çalışan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Ancak, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin, tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde görev itibariyle tebligatın muhatabı olan tüzel kişinin temsilcisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu tür işlerle görevlendirilmiş bir kişi olması gereklidir. Bu kişilerin de bulunmaması halinde, bu husus tebliğ mazbatasında belirtilir ve tebliğ, o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme yapılır."" hükmüne yer verilmiştir.
    Somut olayda, davalı kooperatif adına tebliğe çıkarılan dava dilekçesinin “Ç.. Caddesi, Ç.. İş Merkezi Kat:3 No:308 Merkez/Erzurum” adresinde aynı çatı altında yetkili avukat H. Ö. imzasına tebliğ edildiği belirtilmiş ise de; Dairemizin geri çevirme kararı üzerine Ticaret Sicil Memurluğu"nca davalı kooperatifin dava tarihindeki adresinin “... Mh. .. Camii yanı S.S. ... Konut Yapı Kooperatifi Merkez/Erzurum” olduğu bildirilmiştir. Davalı kooperatif davaya katılmamıştır. Anılan Yasa ve Yönetmelik hükümlerine uyulmadığı anlaşılmakla davalı kooperatife yapılan dava dilekçesi tebliği usulsüzdür.
    Ülkemizin de tarafı olduğu ve Anayasa"nın 90. maddesi gereği iç hukukun bir parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6, 1982 Anayasası"nın 36. maddesinde adil yargılanma hakkına yer verilmiştir. Dava ve tebliğ tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK"nın 73. maddesi "Kanunun gösterdiği istisnalar haricinde hakim her iki tarafı istima veyahut iddia ve müdafaalarını beyan etmeleri için kanuni şekillere tevfikan davet etmedikçe hükmünü veremez" yasal kuralı içermektedir. Karar tarihinde yürürlükte olan 6100 sayılı HMK"nın 27. maddesinde ise adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olarak hukuki dinlenilme hakkı düzenlenmiş olup, bu hak yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini, kararların somut, açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir.
    Dava dilekçesinin tebliği ile davalı savunma hakkını kullanma olanağını kazanır ve cevap süresi işlemeye başlar. Esasa ve usule ilişkin savunma ve delillerini, dava dilekçesinin içeriğine göre ileri sürebilmesi için dava dilekçesinin tebliği zorunludur.
    Açıklanan bu ilkeler doğrultusunda mahkemece, ilgili Ticaret Sicil Memurluğu"ndan kooperatifin son sicil kaydı istenerek, anılan kooperatifin yetkili temsilci ya da temsilcilerinin kimler olduğu ve temsil yetkilerinin kapsamı sorularak, dava dilekçesinin davalı kooperatif tüzel kişiliği adına tebliğe çıkarılması, Tebligat Kanunu"nun 12 ve 13. maddeleri ile Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik"in 20 ve 21. madde hükümleri uyarınca kooperatifi temsile yetkili kişilere, birden fazla ise birine ya da koşulları oluştuğunda memur veya müstahdemlerinden birine kooperatif adına tebliğ edilerek, iddia edilen hususlar hakkında savunma hakkı verilip, varsa usule ya da esasa ilişkin savunma ve delilleri üzerinde durulması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davalı tarafın yokluğunda dava görülerek, hüküm tesisi, anılan düzenlemelerin öngördüğü adil yargılanma hakkının ihlâli ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurduğundan, doğru görülmemiştir.
    2-Bozma nedenine göre, davalı temsilcilerinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı temsilcilerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 26.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi