19. Hukuk Dairesi 2018/1424 E. , 2019/4276 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyizi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davacının 062486 ve 062454 sıra numaralı faturalara konu malları davalıya teslim ettiğini, fatura tutarı olan toplam 153.880,90 TL’den 90.000 TL’sinin davalı tarafından ödendiğini, bakiye alacak için başlatılan icra takibine davacının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 064286 nolu 30.11.2011 tarihli 1.062,00 TL bedelli faturada belirtilen malların davalıya teslim edildiğini ancak bu malların hediye mahiyetinde ürünler olduğunu, davaya ve takibe konu edilen 064254 nolu 19.11.2011 tarihli 152.820,70 TL bedelli faturadaki malların davalıya teslim edilmediğini, malların teslim edilmemesi ile birlikte fatura edilen mal bedellerinin çok yüksek fatura edildiğini belirterek davanın reddini ve davacı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece iddia savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporlarına göre, davacının davalıya teslim ettiğini iddia ettiği 19.11.2011 tarihli 152.820,70 TL ve 30.11.2011 tarih 1.062,00 TL bedelli faturalardaki malların teslimine dair bir belge sunamadığı, sunduğu irsaliyelerde davalı dışında kişilerin adı, soyadı ve imzasının bulunduğu, bu kişilerin davalı ile ilişkisinin davacı tarafından kanıtlanamadığı, 30.11.2011 tarihli, 1.062,00 TL bedelli fatura davalı defterinde kayıtlı olduğundan bu malların davacı tarafından teslim edildiğinin kabulü gerektiği, diğer 19.11.2011 tarihli 152.820,70 TL bedelli faturanın davalı defterinde yer almaması ve teslimin kanıtlanamaması nedeniyle faturaya dayalı alacağın reddi gerektiği, davalının teslim aldığı malların hediye olarak verildiğini ya da ödendiğini kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2013/13793 esas, 2013/17479 karar sayılı ve 07.11.2013 tarihli kararı ile; "Davacı, davalıya mal satıp teslim ettiğini iddia etmiş, davalı ise takip ve davaya konu 19.11.2011 tarihli faturadaki malların teslim alınmadığını, bu nedenle borcu bulunmadığını savunmuştur. Bu iddia ve savunma karşısında ispat külfeti davacıda olup, davacının davalıya mal teslim ettiğini yazılı delille kanıtlaması gerekmektedir. Davacı delil olarak, davalı yanca davacıya gönderilen 90.000 TL ile ilgili banka dekontu ve faturaya ilişkin sevk irsaliyeleri sunmuştur. Mahkemece sözkonusu faturaya ilişkin irsaliye asılları getirilerek, irsaliyeler altındaki teslim alan imzasının davalı ya da çalışanına ait olup olmadığı yönünde araştırma ve inceleme yapılıp, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir."gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacının davalıya mal satıp teslim ettiğini iddia ettiği, davalının ise takip ve davaya konu 19.11.2011 tarihli faturadaki malları teslim almadığı ve dolayısıyla borcu bulunmadığına dair savunması karşısında ispat yükünün davacıda olduğu, davacının iddiasını yazılı delille kanıtlaması gerektiği, davacının delil olarak, davalı tarafından yapılan 90.000 TL ödemeye ilişkin banka dekontu ve faturaya ilişkin sevk irsaliyeleri sunduğu, davacının teslim hususunu kanıtlayamadığı, iki irsaliyeye konu malın teslimi hususunda davacının davalıya yemin teklif ettiği ve davalı tarafın yemini eda ettiği gerekçesiyle davanın ve davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyulmuş ancak bozma hükmü tam olarak yerine getirilememiştir. Dairemizce "Mahkemece sözkonusu faturaya ilişkin irsaliye asılları getirilerek, irsaliyeler altındaki teslim alan imzasının davalı ya da çalışanına ait olup olmadığı yönünde araştırma ve inceleme yapılıp, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir." denilerek ilk derece mahkeme kararı bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyulduğuna göre, bozma kararında işaret edildiği gibi takip konusu faturaya ilişkin irsaliye asılları istenmeli ve bunlara ilişkin taşıyıcı tarafından düzenlenen taşıma irsaliyeleri asılları getirtilmeli, irsaliyelerin altındaki teslim alan imzalar yönünden davalının kendisi ya da çalışanı tarafından imzalanıp imzalanmadığı saptanmalı, daha sonra konusunda uzman bir bilirkişiye incelettirilip rapor alınarak dava konusu malların davacıya teslim edilip edilmediği yöntemince saptanmalıdır. Mahkemece Yargıtay bozma ilamına uygun tahkikat yapılmadığı ve alınan bilirkişi raporunun hüküm vermeye uygun olmadığından tahkikatın Yargıtay bozma ilamında işaret edildiği şekilde yapılması için hükmün bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de, mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin ilk kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmemesi sebebiyle davacının kazanılmış hakkı gözetilmeden karar verildiğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 10/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.