Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/5904
Karar No: 2014/3399
Karar Tarihi: 26.02.2014

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2013/5904 Esas 2014/3399 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2013/5904 E.  ,  2014/3399 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

    ....ile ...ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 06.09.2012 gün ve 265/494 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Nazmi Yılmaz tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile Usul ve Kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve aşağıda dökümü yazılı 55,00 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 197,00 TL"nin temyiz eden davalı..."dan alınmasına, 26.02.2014 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY

    Davacı vekili 31.05.2010 havale tarihli dava dilekçesinde özetle: kadastro çalışmaları sırasında dava konusu 850 ada 54 parsel sayılı taşınmazın davalıların miras bırakanı kayıt maliki.... adına tespit ve tescil edildiğini, oysaki bu taşınmazı vekil edeninin davalıların murisi...’den 1974 yılında haricen satın alarak zilyetliğini de devir aldığını ve o tarihten beri en az 25-30 sene aşkın süre ile müvekkilinin bu taşınmazı elinde bulundurduğunu ileri sürerek davalılar adına olan (davalıların murisi adına olan) tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılara dava dilekçesi yöntemine uygun olarak tebliğ edilmiş olup, davalılardan ... vekili 02.07.2010 havale tarihli dilekçesi ile özetle: davacının bu yeri satın almasının mümkün olmadığını, davalıların ...’da ikamet etmeleri nedeniyle ara ara kiracı olarak kullanmış olabileceğini, haricen satışın geçerli olmadığını, kadastronun kesinleştiği 1982 yılından itibaren dava tarihine kadar on yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini vs. açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, TMK"nun 713/2. maddesindeki ölüm sebebi ve aynı Kanun"un 713/1. maddesindeki koşulların gerçekleştiğinden söz edilerek ve Anayasa Mahkemesi"nin 17.03.2011 tarih 2009/58 Esas, 2011/52 Karar sayılı iptal kararının bu olaya uygulanamayacağı ve Anayasa Mahkemesi kararlarının geçmişe yürüyemeyeceğinden bahisle davanın kabulüne, dava konusu 850 ada 54 nolu parselin tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
    Hüküm süresi içerisinde davalılardan ... tarafından dilekçesinde yazılı nedenlerle bozma istekli olarak temyiz edilmiştir.
    Toplanan deliller tüm dosya kapsamından; eldeki dava harcı ödenmek suretiyle 31.05.2010 tarihinde açılmıştır. Dava konusu 850 ada 54 nolu parsele ilişkin kadastro beyannamesi fotokopisi getirilmiştir. 28.08.1940 tarih ve 61 sıra nolu tapu kaydı esas alınarak, bağ niteliğiyle, 739 m2 olarak, 26.04.1981 tarihinde tam mülkiyet üzere ... adına tespit görmüş ve itirazsız olarak 21.12.1982 tarihinde kesinleştirilmiştir. Beyanlar hanesinde....’in ölü olduğu yazılıdır. Revizyon gören tapu kaydı getirilmiştir. Bu tapu kaydının.... adına tescil olunduğu görülmüştür. ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 23.08.2010 tarih 2010/644-612 Esas ve Karar sayılı hasımsız mirasçılık belgesi dosyadadır. Miras bırakan hafız ..."nun 27.09.1942 tarihinde öldüğü, mirasçıları olarak 16 kişinin kaldığı ve isimlerinin veraset belgesinde yazılı olduğu görülmüştür. Haricen düzenlenen 10.08.1974 tarihli “ gayrimenkul satış senedidir” başlıklı belge fotokopisi dosyadadır. Satıcıların.... vekili... olduğu, alıcının ise... (davacı) olduğu, dava konusunun ... mevkiinde sınırları yazılı 1.5 ırgatlık miktarındaki taşınmazın vekaleten alıcısına satıldığı, iki tanık ile Fns yukarı mahalle muhtarının imzaladığı görülmüştür. Mahallinde keşif yapılmıştır. Okunan harici satış senedinin mevki ve sınırları olarak dava konusu yere uyduğunu söylemişlerdir. Sair bilgi ve belgeler dosya içerisindedir.
    Somut olaya gelince: davacının dava dilekçesindeki asıl isteği tespit öncesi murisin mirasçılarından birisi tarafından yapılan harici satış ve eklemeli zilyetliğe dayalı olarak tespit öncesi sebebe dayalı iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Harici satışın yapıldığı 1974 yılı ve özellikle dava konusu parsele ilişkin kadastro beyannamesinin kesinleştiği 21.12.1982 tarihinden davanın açıldığı 31.05.2010 tarihine kadar 3402 sayılı KK"nun 12/3 maddesi uyarınca on yıllık hak düşürücü süre geçmiştir. Öncelikle davanın bu nedenle reddi gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetsizdir.
    Bundan ayrı, söz konusu taşınmaz harici satışın yapıldığı 1974 yılında davalıların miras bırakanı.... adına 28.08.1940 tarih 61 sıra numarası ile kayıtlıdır. Murisin ölüm tarihi itibariyle terekesi elbirliği mülkiyet hükümlerine tabidir. Dosya içerisindeki veraset belgesine göre haricen satış yapan kişi murisin mirasçısı değildir. Kaldı ki, elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olan tereke malının bir mirasçı veya vekili tarafından satışı da geçerli değildir. Ayrıca, 3402 sayılı KK"nun 13/B-b maddesi uyarınca harici satışın yapıldığı tarihten kadastro tespitinin yapıldığı 1981 tarihine kadar on yıllık süre geçmemiştir.
    Tüm bunlardan ayrı olarak, TMK"nun 713/2. maddesinde ölüm sebebine ilişkin kurallar ve istek bu davada dinlenemez. Şöyle ki, 1- Davacı öncelikle ölüm sebebine dayanmamıştır. 2- Dayanmış olsa dahi haricen satan murisin mirasçısı değildir. 3- Biran için mirasçı olsa dahi dava konusu taşınmaz tereke malı olup elbirliği mülkiyet hükümlerine tabidir. Bir mirasçı ya da vekilinin satışı geçerli bir satış değildir. 4- Tüm bunların bir an için geçerli olduğu kabul edilse dahi haricen satışın yapıldığı tarihten kadastro tutanağının düzenlendiği tarihe kadar 3402 sayılı KK"nun 13/B-b maddesindeki on yıllık süre dolmamıştır. 5- Yerel mahkeme hakiminin nitelendirmesinin aksine eldeki dava 31.05.2010 tarihinde açılmıştır. Kararına gerekçe gösterilen Anayasa Mahkemesi"nin 17.03.2011 tarih ve 2009/58 Esas 2011/15 Karar sayılı kararı ile 4721 sayılı TMK"nun 713/2. maddesindeki “ölmüş” sözcüğü yasa maddesinden çıkarılmıştır. Artık, o tarihten itibaren kanunun metninde ölmüş sözcüğü yoktur. Bu durumda, yerel mahkeme hakiminin dayandığı gerekçe Kanuna ve Anayasa Mahkemesi kararına aykırıdır. Kaldı ki, Anayasa Mahkemesi"nin kararları mer’i Anayasamızın 153/2 maddesi uyarınca derdest davalara uygulanacağı yönündedir. Esasen HGK’nun ve Dairemizin kıyı kenar çizgisi ile ilgili benzer somut olaylarda Anayasa Mahkemesi"nin iptal kararlarının derdest davalara uygulanacağı biçimindedir. 20. Hukuk Dairesi, 1. Hukuk Dairesi, 14. Hukuk Dairesi’nin istikrar kazanmış kararları da bu yöndedir.
    Netice olarak, eldeki davada istek tespit öncesi haricen satın alma olgusuna ilişkindir. Öncelikle hak düşürücü süre geçmiştir. Öyle ise işin esasına girilmeden davanın bu nedenle reddedilmesi gerekir. Kaldı ki, haricen satış yukarıda açıklanan nedenlerle geçerli değildir. İşin esasına girildiğinde iş bu davanın yukarıda açıklanan nedenlerle de reddi gerekir. Bir an için mahalli mahkeme hakiminin nitelendirmesi dikkate alınırsa ki somut olayda böyle bir şey söz konusu değildir. Gerek HGK kararları, gerekse yukarıda değinilen Hukuk Dairelerinin emsal kararları ve Dairemizin özellikle kıyı kenar çizgisi ile ilgili dosyalardaki Anayasa Mahkemesi"nin kararlarının meri Anayasamızın 153/2 maddesi uyarınca derdest davalara uygulanacağına ilişkin istikrarlı uygulamaları dikkate alındığından mahalli mahkeme kararının usulden, esastan ve bir yasal dayanağı olmadığından her yönü ile bozulması gerekirken Dairenin sayın çoğunluğunun formül onama şeklinde tecelli eden görüşüne katılmam olanaklı değildir. Açıkladığım tüm bu nedenlerle mahalli mahkemenin kararının bozulması gerektiği görüşündeyim. 26.02.2014


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi