Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/3505
Karar No: 2014/7574
Karar Tarihi: 26.11.2014

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2014/3505 Esas 2014/7574 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2014/3505 E.  ,  2014/7574 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 04/06/2013
    NUMARASI : 2012/100-2013/264

    Taraflar arasındaki asıl ve birleşen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    -K A R A R-

    Asıl davada temlik eden davacı vekili, davalı şirketin 2010-2011 yıllarında Gemlik limanından yaptığı ithalat ve ihracat işlemleri sebebiyle Gümrük Müdürlüklerinde takibi gereken işlerin müvekkili şirket yetkilileri tarafından gerçekleştirildiğini, bu doğrultuda ihracat işlemlerinde davalı tarafından müvekkiline fakslanan faturalar doğrultusunda gümrüğe sunulmak üzere gümrük beyannameleri hazırlandığını, davalı adına beyanname ve ticaret odası belgesi düzenlendikten sonra dijital ortamdan beyanname birlik onayı alınarak Gümrük Müdürlüğü"ne onaya sunulmakta olduğunu, bu işler için gümrük müşavirlik hizmetleri asgari ücret tarifesi uyarınca fatura kesildiğini, yapılan masrafların dekont edilerek davalıya gönderildiğini, ithalat işlemlerinin tamamlandığını, davalıya gönderilen ihtarnameye cevaben borçlarının bulunmadığının belirtilmesi üzerine Gemlik İcra Müdürlüğü"nün 2011/1952 Esas sayılı dosyası ile başlattıkları icra takibine karşı davalının borca ve yetkiye itiraz ettiğini, yetki itirazının benimsenmesi üzerine Sakarya 2. İcra Müdürlüğü"nün 2011/8938 E. sayılı dosyasında gönderilen ödeme emrine davalının itirazının kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile %40 icra inkâr tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Birleşen davada davacı vekili, müvekkilinin G..Gümrük Müşavirliği Ltd. Şti."nden temlik aldığı alacağın takibi için başlatılan icra takibine davalının itirazının haksız olduğunu ileri sürerek,itirazın iptali ile %40 icra inkâr tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Asıl ve birleşen davada davalı vekili, müvekkilinin borcu olmadığını, müvekkili firmada yapılan incelemede davalının ihtar tarihine kadar yapılan ve bildirilen tüm evraklarının karşılığının ödendiğinin tespit edildiğini, taraflar arasında süregelen bir ticaret olması sebebiyle söz konusu alacak borç ilişkisinin likit olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; temlik eden davacı şirketin, davalı şirketin 2010-2011 yıllarında Gemlik limanından yaptığı ithalat-ihracat işlemleri sebebiyle gümrük müşavirliği hizmeti verdiği, Gümrük Müşavirlik Hizmetleri asgari ücret tarifesi uyarınca yapılan işlemlerin faturalandırıldığı, bu işlemlerle ilgili cari hesap nedeniyle 13.10.2011 tarihli ihtara konu edilen alacağın kayden 93.814,48 TL olduğu, bu alacak miktarının 82.750,78 TL"sinin 441,33 TL faiziyle birlikte Gemlik İcra Müdürlüğü"nün 2011/1952 Esas sayılı dosyasından takibe konulup talep edildiği, kalan 11.064,00 TL"sinin 428,24 TL faiziyle birlikte Sakarya 4. İcra Müdürlüğü"nün 2012/2336 Esas sayılı dosyasından talep edildiği, bu bedellerin ödendiğine ilişkin ya da müşavirlik hizmeti alınmadığına yönelik davalı tarafın delilinin bulunmadığı, bilirkişi incelemesine esas defter ibrazında bulunulmadığı ve davacı taraf ticari defterleri ile takiplerin yerinde olduğu gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın kabulü ile itirazların iptali ile takiplerin devamına, asıl alacak miktarları üzerinden %40 oranında icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı, asıl ve birleşen davada davalı vekili temyiz etmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2-Asıl ve birleşen dava, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi uyarınca cari hesap alacağının tahsili için başlatılan icra takiplerine vaki itirazların iptali istemine ilişkindir.
    Mahkemece, hükme dayanak bilirkişi raporunda sadece davacı tarafın usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu belirtilen ticari defterleri üzerinden yapılan inceleme sonucunda asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş, davalı tarafın ticari defter ve kayıtları incelenmediği gibi, davacının dayandığı cari hesap ekstresi ilgili herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmamıştır.
    Asıl dava 23.02.2012, birleşen dava 27.06.2012 tarihinde açılmış olup, HMK"nın "ticari defterlerin ibrazı ve delil olması" başlıklı 222. maddesinin uygulanması gerekmektedir. Zira, 6103 sayılı Kanun"un 13. maddesi, 6335 sayılı Kanun"un 47. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. 6102 sayılı TTK"nın 4/2. maddesinde, ticari davalarda da deliller ile bunların sunulmasının 1086 sayılı HUMK hükümlerine tabi olacağına ilişkin hükümde yer alan atıf, HMK"nın 447/2. maddesi uyarınca HMK"na yapılmış sayılır.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 28.03.2012 tarih ve 2011/11-862 Esas, 2012/51 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; 6100 sayılı HMK"nın 219. maddesine göre her iki taraf kendi ellerindeki vesikaları (belgeleri) mahkemeye ibraz etmek zorundadır. Bir davada ispat yükü kendisine ait olan tarafın, başka delillerle birlikte karşı tarafın ticari defterlerine de dayandığı, diğer anlatımla, delillerini karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği, dolayısıyla da, uyuşmazlığa 6100 sayılı HMK"nın 222/5. maddesindeki özel hükmün uygulanamayacağı durumlarda; karşı tarafın kendi defterlerini mahkemeye ibraz etmesi ya da bundan kaçınmasına bağlanması gereken hukuksal sonuçlar, HMK"nın 220. ve ardından gelen maddelerindeki konuya ilişkin genel düzenlemelere tabidir. HMK"nın 220. maddesi, bir tarafın, mahkemece kendisine verilen süre içerisinde ilgili belgeyi ibraz etmemesi halinde, mahkemenin, o tarafın maksadını gözeterek, diğer tarafın o belgeye ilişkin açıklamasını kabul edebileceğini öngörmektedir. Önemle vurgulanmalıdır ki; HMK"nın 220. maddesindeki bu hüküm, taraflardan birinin delillerini salt karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği hallerde, ticari defterlerin mahkemeye sunulması bakımından da uygulanır. Diğer anlatımla, belirtilen bu durumda ticari defterler de, HMK"nın 220. ve sonraki maddeleri anlamında “vesika” niteliğindedir. Öte yandan, ticari defterlerin ispat kuvvetini düzenleyen HMK"nın 222. maddesindeki hüküm, ticari işlerden dolayı tacirler arasında çıkan uyuşmazlıklarda ticari defterlerin (maddede gösterilen koşulların mevcut olması kaydıyla), kesin delil niteliğinde bulunduğunu öngörmektedir. 6102 sayılı TTK"nın 64. ve devamı uyarınca da defterlerini yöntemince tasdik ettirmeyen tacirin bu gibi defterleri lehine delil olamaz. Ancak kanuna uygun olarak veya olmayarak tutulmuş olan ticari defterlerin münderecatı, sahibi ve halefleri aleyhinde delil sayılır (HMK m. 222/4).
    Davalı taraf cevap dilekçesinde, taraflara ait ticari defter ve kayıtların incelenmesi halinde borcun olmadığının ortaya çıkacağını savunarak, açıkça her iki tarafın ticari defterlerine delil olarak dayanmasına rağmen, mahkemece, davalı vekiline müvekkilinin ticari defterlerini mahkemeye ibraz etmesi, ticari defterlerin ibraz edilmemesi halinde HMK"nın 220 ve 222/5 maddeleri uyarınca işlem yapılacağı hususu hatırlatılmak suretiyle kesin süre verilmemiş, vekille temsil edildiği halde davalı asıla tebliğ edilen ihtar içeriğinin ise yukarıda açıklanan hususları kapsamadığı anlaşılmıştır.
    Öte yandan, davacı tarafça, takiplerin konusu alacak asıl dava için 13.10.2011, birleşen dava için 06.12.2011 tarihli cari hesap ektresine dayandırılmıştır. Dosya içeriğinden taraflar arasında, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK"nın 87.vd. maddelerinde öngörüldüğü şekilde yapılmış yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunup bulunmadığı anlaşılamamaktadır.
    Bu durumda, mahkemece, davalı vekiline müvekkilinin ticari defterlerini mahkemeye ibraz etmesi, aksi halde HMK"nın 220 ve 222/5 maddeleri uyarınca işlem yapılacağı hususu hatırlatılmak suretiyle kesin süre verilmesi ve ibraz etmesi halinde ise uzman mali müşavir bilirkişi aracılığıyla tarafların ticari defter ve belgeler üzerinde de inceleme yapılıp, öncelikle taraflar arasında geçerli bir cari hesap sözleşmesi olup olmadığı üzerinde durulması, böyle bir sonuca ulaşıldığı takdirde cari hesap ilişkisi incelenerek davacı alacağının olup olmadığı, varsa alacağın miktarının belirlenmesi, cari hesap sözleşmesi bulunmadığının belirlenmesi halinde ise taraflar arasındaki alacak ve borç ilişkisinin uyuşmazlık tarihine kadar ne şekilde geliştiği, davacının alacağının bulunup bulunmadığı, varsa miktarı ile ilgili ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
    Öte yandan, asıl dava tarihi 23.02.2012 olduğu halde, gerekçeli karar başlığında 28.02.2013 olarak yazılmış olması da hatalı olmuştur.
    SONUÇ: Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) no"lu bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, asıl ve birleşen davada davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi