Tebliğname No : 1 - 2013/16168
MAHKEMESİ : Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ VE NO : 15/11/2012, 2012/227 (E) ve 2012/237 (K)
SUÇ : Kasten öldürme

TÜRK MİLLETİ ADINA

Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık Ebubekir"in maktül Remzi"yi öldürme eyleminin sübutu kabul edilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma sebebi dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, katılan vekilinin vesaireye yönelen temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Oluşa, dosya içeriğine ve kabule göre; sanık Ebubekir ve arkadaşı Ender"in akşam saatlerinde okul bahçesinde içki içtikleri, Selçuk, Burak, Cavit ve Murat"ın da onlara yakın bir mesafede içki içtikleri, Selçuk"un çevrede yakaladığı sansara tekme atması üzerine Ebubekir"in daha önce tanıdığı Selçuk’a kızarak tokat attığı, buna sinirlenen Selçuk"un evine giderek bıçak aldığı ve durumu arkadaşı maktül Remzi’ye telefonla haber verdiği, Remzi"nin yanında Sinan ve Hüseyin ile olay yerine geldiği, Remzi ve diğer altı arkadaşının Ebubekir"in kaçmasını engelleyebilmek için okul bahçesinin farklı kapılarından içeri girdikleri, kalabalığı gören Ebubekir"in kaçmaya çalıştığı, Remzi ile karşılaşmaları üzerine Remzi"nin tekme atarak Ebubekir"e vurduğu, Ebubekir"in diğer kapıya kaçması üzerine Selçuk"la karşılaştığı, Selçuk ve Ebubekir"in ellerinde bıçaklarla kavga ettikleri, Ebubekir"in ellerinden ve bacağından hafif şekilde yaralandığı, Selçuk"un da batına nafiz bıçak yarası sonucu hayati tehlike geçirdiği, Remzi"nin elinde bıçak olmaksızın tekrar Ebubekir"e saldırdığı, Ebubekir"in sustalı bıçakla Remzi’nin sol meme altına vurduğu, kalbe nafiz bu darbe nedeniyle Remzi"nin öne doğru eğildiği, Ebubekir"in bu sefer de sol skapula dış yana bir darbe daha vurduğu, araya girenler nedeniyle kavganın sonlandığı, Remzi"nin göğüsteki yara sonucu öldüğü olayda;
Kalabalığın içinde sadece Selçuk"ta bıçak olduğu ve Selçuk"un da sanık tarafından etkisiz hale getirilmiş olması, maktülün elinde herhangi bir silah olmaksızın sanığa vurmaya çalışması, diğer kişilerin bu kavgaya müdahil olmamaları, bu durumda sanığın maruz kaldığı saldırı karşısında içine düştüğü heyecan, korku veya telaş dolayısıyla davranışlarını yönlendirme yeteneğinin ortadan kalkmasından ve mazur görülebilecek bir korku, panik ya da heyecanın tesiri ile meşru müdafaada sınırın aşılmasından söz edilemeyeceğinden,
Kullanılan silahın elverişliliği, darbelerin şiddeti ve hedef alınan vücut bölgeleri dikkate alındığında, sanığın eylemine bağlı olarak ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu anlaşıldığı halde, suçun niteliğinde yanılgıya düşülerek tahrik altında kasten öldürme suçundan hüküm kurulması yerine yazılı şekilde meşru savunmada sınırın aşılması suretiyle insan öldürme suçundan ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA, 24/11/2014 gününde oybirliği ile karar verildi.