21. Hukuk Dairesi 2007/6612 E. , 2008/3751 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Şarkışla Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 28/06/2006
NUMARASI : 2003/393-2006/174
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde Temmuz 2000 ve Aralık 2003 tarihleri arasında çalıştığının tesbitiyle işçilik alacaklarının tahisline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Davacı tarafından katılma yoluyla 18.01.2007 tarihli temyiz dilekçesi verilmiş ise de İş Mahkemesince verilen kararların katılma yoluyla temyizine ilişkin yasada hüküm bulunmadığından davacının yasal süresinden sonra vermiş olduğu temyiz dilekçesinin reddine,
2-Davalıların temyizine gelince;
Davacı, davalıya ait işyerinde hizmet akdine dayalı olarak Temmuz-2000-Aralık-2003 tarihleri arasında sürekli çalıştığının tesbiti ile bir kısım işlik hakları alacaklarının davalı işverenden tahsilini istemiştir. İstek, tanık sözlerine dayanılarak kısmen hüküm altına alınmış ise de varılan bu sonuç eksik incelemeye dayalı olduğundan usul ve yasaya uygun değildir.
Gerçekten, bu tür hizmet tesbitine yönelik davaların kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79. maddesi olan bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin, işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin o dönemde gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma iddiasının gerçeğe uygunluğu özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispatlanabilirse de çalışmanın konusu, niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli ve dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde çalışan işyerinde kayıtlı bordro tanıkları yada komşu ve yakın işyerlerinde çalışan kayıtlı tanıklar olması sağlanarak çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlenmelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-532, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579, 2004/21-479-578 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olayda ise, yukarıda açıklanan şekilde bir inceleme yapılmadığı ortada olup dinlenen tanıkların kayıtlı olmadıkları da ortadadır.
Yapılacak iş,yukarıda açıklandığı şekilde inceleme yapılmakla birlikte özellikle işverence SSK’ya verilen dönem bordoları istenerek bu bordrolarda kayıtlı, davacı ile aynı dönemde birlikte çalışmış tanıklar saptanarak, bu tanıkların bilgilerine başvurmak, gerektiğinde işverene komşu işyerlerinin kayıtlarına geçmiş kişileri veya benzer işi yapanların kayıtlarına geçmiş kimseleri tespit edip, kayıtlarını isteyerek dinlenmek, işyerine ilişkin Kurum şubesinde bulunan işyeri dosyası ile, davacıya ait işyerindeki şahsi dosyalarını eklemek ve tüm deliller toplandıktan sonra delilleri takdir edip gerektiğinde bilirkişi raporu da alarak sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davacı ile davalı işverene iadesine, 10.03.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi