Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/18620
Karar No: 2018/26147
Karar Tarihi: 04.12.2018

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/18620 Esas 2018/26147 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, davalının alt işverenleri arasında çalışan bir tüp dağıtım elemanı olarak iş sözleşmesinin haksız bir şekilde feshedildiğini ileri sürerek işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Davalı ise aralarında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunmadığını iddia ederek davanın reddedilmesini istemiştir. Mahkeme, davacının davalıya ait işyerinde çalıştığı süre boyunca davalının asıl işveren olduğuna hükmetmiştir. Ancak, kararın eksik araştırma ve incelemeye dayandığı ve davacının işyerinin aynı olup olmadığı konusunda bir netlik olmadığı belirlenmiştir. Kararın hatalı olduğu sonucuna varan Yargıtay, kararı bozmuştur. Davanın taraflar arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisi ve davacının aynı işyerinde çalışıp çalışmadığı gibi konuların detaylı bir şekilde incelenmesi gerektiğine hükmetmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu'nun 2/6 maddesi uyarınca, asıl işveren-alt işveren ilişkisi, bir işletmede yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işler, bir bölümde işletmenin veya işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan
22. Hukuk Dairesi         2017/18620 E.  ,  2018/26147 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İş Mahkemesi


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:


    Y A R G I T A Y K A R A R I


    Davacı vekili, davalıya ait işyerinde değişen alt işverenler bünyesinde tüp dağıtım elemanı olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin ihbar olunan alt işveren tarafından haklı bir sebep olmadan feshedildiğini ileri sürerek bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
    Davalı vekili, davacının dava dışı ... ın işçisi olduğunu, ... ile davalı şirket arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Kararı, yasal süresi içinde davalı vekili temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    Taraflar arasında davalı şirket ile dava dışı ... arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunup bulunmadığı ve davalının davacının işçilik alacaklarından sorumlu olup olmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanunu"nun 2/6 maddesi uyarınca, “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir.
    Somut uyuşmazlıkta, davacı davalıya ait işyerinde değişen alt işverenler bünyesinde çalıştığını ileri sürmüş, davalı vekili ise dava dışı işveren ile davalı şirket arasında davalının ... Doğrudan Satış Deposunda satışı yapılan tüplerin abonelere teslimi hususunda anlaşma yapıldığını, aralarında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığını, davacının ise doğrudan dağıtıcı bünyesinde çalıştığını savunmuştur. Mahkemece, davacının 06.03.2012-09.06.2013 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde çalıştığı ve davalı şirketin asıl işveren sıfatıyla hükmedilen alacaklardan sorumlu olduğu kanaatine varılmış ise de, davalı şirket ile dava dışı... arasındaki ilişkinin belirlenmesine yönelik araştırma ve incelemenin eksik ve yetersiz olduğu anlaşılmaktadır.
    Dosya kapsamındaki sosyal güvenlik kayıtlarından davacının işvereni ... olarak tespit edilmiş ise de, taraflar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğuna dair SGK kaydına rastlanmamıştır. Dinlenen tanıklar, davalının Moğaz olarak tüp satışı yaptığını, davacının da nakliyecinin çalışanı olduğunu beyan etmiş olup, tanıkların davalı şirket ile dava dışı ... arasındaki ilişkiye yönelik ayrıntılı beyanı bulunmamaktadır. Dosya kapsamında ... tarafından düzenlenen nisan 2013 ve mayıs 2013 tarihlerine ait birkaç adet fatura dışında, tüplerin nakliyesi işine yönelik herhangi bir yazılı sözleşme bulunmamaktadır. Diğer taraftan asıl işveren alt işveren ilişkisinin varlığından söz edebilmek için asıl işin bir bölümünü veya yardımcı işi üstlenen alt işverenin asıl işverenin işinde çalıştırdığı işçileri sadece o işte çalıştırması esastır. Mahkemece bu yön gözetilerek, davacının çalışmasını aynı işyerine hasredip hasretmediği açıklığa kavuşturulmalıdır.
    Davalı şirket, ... tarafından nakliyesi yapılan tüplerin bulunduğu işyerini 01.10.2012 tarihi itibariyle işletmeye başladığını, davacının çalıştığı işyerinin aynı tarihte davalı şirketin ... Şubesi olarak tescil ve ilanının yapıldığını ve 05.11.2012 tarihi itibariyle de İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatının alındığını savunmuş ve buna ilişkin belgeleri sunmuştur. Mahkemece bu konuda herhangi bir araştırma yapılmadan sonuca gidilmesi yerinde değildir. Taraflar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğu sonucuna varılması halinde de, asıl işverenin sorumluluğunun kapsamının belirlenmesi yönünden, asıl işveren alt işveren ilişkisinin kurulduğu tarihin doğru şekilde saptanması, çözümü gereken bir başka sorundur.
    Bu itibarla, mahkemece taraflar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunup bulunmadığı, davacının uyuşmazlık konusu dönemin tamamında aynı işyerinde çalışmasını sürdürüp sürdürmediği yönlerinden gerekli araştırma ve inceleme yapıldıktan sonra tüm dosya kapsamı ile birlikte yeniden değerlendirme yapılarak davacının talepleri konusunda bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
    Kabule göre de, davalı şirketin ünvanı ... Dayanıklı Tük. Lpg Ve Akaryakıt Ür. Paz. A.Ş. olmasına rağmen, kararda ... (MOĞAZ) Petrol Gazları A.Ş. şeklinde gösterilmesi ayrı bir hatalı yöndür.
    Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04/12/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi