22. Hukuk Dairesi 2017/18620 E. , 2018/26147 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davalıya ait işyerinde değişen alt işverenler bünyesinde tüp dağıtım elemanı olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin ihbar olunan alt işveren tarafından haklı bir sebep olmadan feshedildiğini ileri sürerek bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının dava dışı ... ın işçisi olduğunu, ... ile davalı şirket arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, yasal süresi içinde davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında davalı şirket ile dava dışı ... arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunup bulunmadığı ve davalının davacının işçilik alacaklarından sorumlu olup olmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 2/6 maddesi uyarınca, “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı davalıya ait işyerinde değişen alt işverenler bünyesinde çalıştığını ileri sürmüş, davalı vekili ise dava dışı işveren ile davalı şirket arasında davalının ... Doğrudan Satış Deposunda satışı yapılan tüplerin abonelere teslimi hususunda anlaşma yapıldığını, aralarında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığını, davacının ise doğrudan dağıtıcı bünyesinde çalıştığını savunmuştur. Mahkemece, davacının 06.03.2012-09.06.2013 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde çalıştığı ve davalı şirketin asıl işveren sıfatıyla hükmedilen alacaklardan sorumlu olduğu kanaatine varılmış ise de, davalı şirket ile dava dışı... arasındaki ilişkinin belirlenmesine yönelik araştırma ve incelemenin eksik ve yetersiz olduğu anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamındaki sosyal güvenlik kayıtlarından davacının işvereni ... olarak tespit edilmiş ise de, taraflar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğuna dair SGK kaydına rastlanmamıştır. Dinlenen tanıklar, davalının Moğaz olarak tüp satışı yaptığını, davacının da nakliyecinin çalışanı olduğunu beyan etmiş olup, tanıkların davalı şirket ile dava dışı ... arasındaki ilişkiye yönelik ayrıntılı beyanı bulunmamaktadır. Dosya kapsamında ... tarafından düzenlenen nisan 2013 ve mayıs 2013 tarihlerine ait birkaç adet fatura dışında, tüplerin nakliyesi işine yönelik herhangi bir yazılı sözleşme bulunmamaktadır. Diğer taraftan asıl işveren alt işveren ilişkisinin varlığından söz edebilmek için asıl işin bir bölümünü veya yardımcı işi üstlenen alt işverenin asıl işverenin işinde çalıştırdığı işçileri sadece o işte çalıştırması esastır. Mahkemece bu yön gözetilerek, davacının çalışmasını aynı işyerine hasredip hasretmediği açıklığa kavuşturulmalıdır.
Davalı şirket, ... tarafından nakliyesi yapılan tüplerin bulunduğu işyerini 01.10.2012 tarihi itibariyle işletmeye başladığını, davacının çalıştığı işyerinin aynı tarihte davalı şirketin ... Şubesi olarak tescil ve ilanının yapıldığını ve 05.11.2012 tarihi itibariyle de İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatının alındığını savunmuş ve buna ilişkin belgeleri sunmuştur. Mahkemece bu konuda herhangi bir araştırma yapılmadan sonuca gidilmesi yerinde değildir. Taraflar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğu sonucuna varılması halinde de, asıl işverenin sorumluluğunun kapsamının belirlenmesi yönünden, asıl işveren alt işveren ilişkisinin kurulduğu tarihin doğru şekilde saptanması, çözümü gereken bir başka sorundur.
Bu itibarla, mahkemece taraflar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunup bulunmadığı, davacının uyuşmazlık konusu dönemin tamamında aynı işyerinde çalışmasını sürdürüp sürdürmediği yönlerinden gerekli araştırma ve inceleme yapıldıktan sonra tüm dosya kapsamı ile birlikte yeniden değerlendirme yapılarak davacının talepleri konusunda bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
Kabule göre de, davalı şirketin ünvanı ... Dayanıklı Tük. Lpg Ve Akaryakıt Ür. Paz. A.Ş. olmasına rağmen, kararda ... (MOĞAZ) Petrol Gazları A.Ş. şeklinde gösterilmesi ayrı bir hatalı yöndür.
Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04/12/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.