MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi müdahillerden ... ve ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü, 1270 parsel sayılı 182.500,00 m² yüzölçümündeki taşınmazın tamamının 57 nolu Toprak Tevzi Komisyonu tarafından ... köyüne mera olarak tahsis edildiği ve yine ... Kaymakamlığının 22/07/1985 tarih ve .../... sayılı kararına göre ...ne mera olarak verildiği ancak ... İdare Mahkemesinin .../... E. - .../... K. sayılı kesinleşen kararına göre, ... Kaymakamlığının kararının iptal edildiği ve taşınmazında halen ... köyünün zilyet ve tasarrufunda olduğu belirtilerek mera niteliğiyle 16/10/1986 tarihinde sınırlandırılmıştır.
... ..., ... ..., ... ..., ... ..., ... ..., ... ... ve ... ... tarafından tapulama komisyonuna itiraz edilmiş, tapulama komisyonu 08.01.1990 tarih ve .../... sayılı kararı ile itirazları reddederek 1270 sayılı parselin mera vasfıyla 182.500,00 m² olarak 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16. maddesinin (B) fıkrası gereğince ... ilçesi, ... köyü tüzel kişiliği adına özel siciline tesciline karar vermiştir.
Davacı ... köyü, köy tüzel kişiliği temsilcisi, asliye hukuk mahkemesine sunduğu 06/07/1988 havale tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği taşınmazı kadim zamandan beri ... köylülerinin mera olarak kullandığını ve 57 nolu toprak tevzi komisyonunca 22/11/1958 tarihinde tahsis edilen ve 02/09/1959 tarihinde 78 numara ile tapu siciline ... köyü adına tescil edilen meralarına hiçbir hak ve alakaları olmadığı halde davalılar ... köyü tüzel kişiliği, ... ..., ... ..., ... ..., ..., ... ... ve ...’un hayvanlarını sokmak, yaymak ve etrafında bulunan ormanları tahrip etmek ve ortadan kaldırıp ve yakınında bulunan ve kendilerinin intifa ettikleri otlakıyeye katmak için müdahale ve tecavüzde bulunduklarını iddia ederek davalıların müdahalelerinin önlenmesi isteğiyle dava açmıştır.
Müdahil davacı ... ... asliye hukuk mahkemesine sunduğu 04/10/1989 tarihli dilekçesiyle, dava konusu 1270 sayılı parselin Devlet ormanları ile çevrili orman sayılan yer olduğu iddiasıyla davalıların taşınmaza müdahalesinin önlenmesi isteğiyle ... köyü, köy tüzel kişiliğinin Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/407 E. sayılı dosyasında açtığı davaya katılmıştır.
... Asliye Hukuk Mahkemesi 08.06.1995 tarih ve .../... – .../... sayılı kararı ile, davacı ... köyü, köy tüzel kişiliği tarafından açılan ve işlemden kaldırılan davanın süresinde yenilenmediği gerekçesiyle açılmamış sayılmasına, müdahil davacı ... ... tarafından açılan davanın ise .../... E. sayılı dosyadan ayrılmasına karar verilmiştir.
Ayırma kararıyla aynı mahkemenin .../... E. sayısına kaydedilen ... ...nin davası hakkında ... Asliye Hukuk Mahkemesi, 22/03/2001 tarih ve .../... – .../... sayılı kararıyla, dava konusu 1270 parsel hakkında kadastro komisyonunca alınan 08/01/1990 günlü karara karşı, davacı ... tarafından 16/04/1990 tarihinde kadastro mahkemesinde dava açıldığı ve taşınmazın tutanağının kesinleşmemesi nedeniyle davaya bakma görevinin kadastro mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek dosya kadastro mahkemesine devredilmiştir. Kadastro mahkemesi ise, 12.08.2002 tarih ve .../...-... sayılı görevsizlik kararı ile kendisine gelen dosyanın aynı mahkemenin .../... E. sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar vermiştir.
...Kadastro Mahkemesinin .../... E. sayılı dosyasının davacısı ... temsilcisi 16.04.1990 tarihli dilekçesinde sınırlarını bildirdiği taşınmazın kadimden beri ... köylülerince mera olarak kullana geldiğini ancak taşınmazın davalı ... Köyü adına tespit edildiğini, itirazlarının tapulama komisyonunca reddedildiğini beyanla tespitin iptali isteğiyle dava açmıştır.
..., ..., ..., ... ve ... kadastro mahkemesine sunmuş oldukları 07/12/1999 havale tarihli ortak dilekçeleriyle, dava konusu 1270 sayılı parseli kapsayan murislerine ait 1937 tarihli vergi kaydı bulunduğunu, yine 20/07/1951 tarih 56 sayılı ... Kaymakamlığının vermiş olduğu kararın ekinde murisleri ... ... ...’ın hak sahibi olan 8 kişiden biri olduğunu gösteren belge mevcut olduğunu beyanla kadastro komisyon kararının iptali ile taşınmazların adlarına tescili isteğinde bulunmuşlardır.
Müdahil davacı ... ... kadastro mahkemesine sunmuş olduğu 14/09/2001 havale tarihli harçlı dilekçesiyle, dava konusu 1270 sayılı parselin ormanlık saha olduğu, tahrip edilmesi sonucu bozuk orman niteliğine dönüştüğünü iddia ederek, taşınmazın tespitinin iptali ile orman vasfıyla ... adına tescili isteğiyle davaya tekrar katılmıştır.
... ve ... ... 17/09/2003 havale tarihli ortak dilekçeleriyle, ... ve arkadaşlarının iddiası gibi 20/07/1951 tarih 56 sayılı ... Kaymakamlığının vermiş olduğu kararın ekinde hak sahibi olduğu bildirilen kişinin mirasçılarından olduklarını ve bu nedenle taşınmazda haklarının olduğunu beyanla miras hissesi oranında adlarına tescil isteğinde bulunmuşlardır.
... ..., 28/07/2006 havale tarihli dilekçesiyle, taşınmazın ... adına tescilini istemiştir.
... Kadastro Mahkemesi kapatıldığından dava dosyası ... Kadastro Mahkemesine aktarılmış, ... Kadastro Mahkemesince yapılan yargılama sonunda diğer davacı ve asli müdahillerin davasının reddine, müdahil davacı ... ...nin davasının kabulüne ve dava konusu ... köyü, 1270 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti ve komisyon kararının iptali ile orman vasfıyla ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm müdahiller Salim ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda, çekişmeli taşınmaz orman sayılan yerlerden olduğu gibi taşınmaz orman sayılan yerlerden olmasa dahi müdahil ... ve ...’un taşınmaz üzerinde iktisaba elverişli ve ekonomik amaca uygun kullanımlarının bulunmadığı, dolaysıyla lehlerine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının da oluşmadığı anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 28/03/2016 tarihinde oy birliği ile karar verildi.