Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/6623
Karar No: 2008/3746

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2007/6623 Esas 2008/3746 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2007/6623 E.  ,  2008/3746 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi      : Üsküdar 2. İş Mahkemesi
    Tarih                : 14.11. 2006
    No                    : 631-501   

    Davacı, 15.01.1989 tarihinden itibaren Sosyal Sigortalar Kurumu kapsamında sigortalı olduğunun tesbiti ile kurumun yarattığı sataşmanın giderilmesine  karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
    Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi  tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.              
    Davacı 15.1.1989 tarihinden itibaren Sosyal Sigortalar  Kurumu kapsamında sigortalı olduğunun tesbiti ile Kurumun yarattığı sataşmanın giderilmesini istemiştir. 
    Mahkemece, davacının Anonim şirket kurucu ortağı olması nedeniyle 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı sayılması gerekeceğinden davanın reddine karar verilmiş ise de varılan bu sonuç yerinde değildir.
    Gerçekten 506 sayılı Yasa"nın 2 ve 3. maddelerinde  kimlerin SSK sigortalısı sayılacağı 1479 sayılı Yasa"nın 24 maddesinde de  kimlerin Bağ-Kur sigortalısı sayılması gerektiği  açıklanmıştır. Somut olayda davacı 1.3.1977-8.5.1977 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa kapsamında 1.8.1983-14.1.1989 tarihleri arasında ise T.C. Emekli Sandığı nezdinde çalışmış bu çalışması devam ederken 14.10.1988 tarihinde  H.C.S. Makine Mümessillik ve Ticaret Anonim şirketi"nin  kurucu ortağı olmuştur. Anılan şirketin  5 ortağının bulunduğu davacının ise bu ortaklığının % 3 paya dayandığı açıktır. Davacı 15.1.1989 tarihinden itibaren ortağı olduğu A.Ş. nezdinde sigortalı çalışmaya  başlamış ve 2004 yılı sonuna kadar kesintisiz sigorta primleri de ödenmiştir. Bağ-Kur 11.6.1990 tarihinde  davacıya 30.9.1988"den itibaren A.Ş. kurucu ortaklığı nedeniyle  Bağ-Kur tescilini yapması gerektiğini bildirmiş ancak bu güne kadar tescil işlemini yapmamıştır.  SSK ise 30.7.1992 tarihli  işyeri denetimi sonrasında 2.2.1998  tarihinde  davacının Bağ-Kur üyesi olması  gerektiğinden sigortalı gösterilen dönemler için iptal bildirgesi  verilmesini davacıya  bildirmiş ise de davacı 14.12.2004  tarihli bildirimi ile SSK"lı  olarak çalıştığını belirtmiş olup kurum tarafından da SSK"ya tabi çalışmasının iptali yönünde işlem yapılmadığı tartışmasızdır. Görüldüğü gibi davacının primi ödenen  SSK  sürelerinin iptali olmadığı gibi Bağ-Kur   tarafından  yapılmış bir tescili de bulunmamaktadır.  Davadaki uyuşmazlık  davacının  15.1.1989 tarihinden sonraki çalışmalarının 506 sayılı yasa kapsamında  kabul edilip edilemeyeceği noktasındadır.
    Davada ki sorunun çözümünde 1479 sayılı Yasa"nın 24. ek 19 ve geçici  18. maddeleri ile 506 sayılı Yasa"nın  2. maddesi ve  T.C.  Anayasa"sının  60. maddesinde düzenlenen " Anayasal Sosyal Güvenlik Hakkı" kapsamında  değerlendirme yapılması gerekmektedir. Davacının 15.10.1989 tarihinden beri hizmet akdine tabi olarak ortağı olduğu A.Ş"de genel müdür yardımcısı olarak hizmet  akdine tabi SSK statüsünde çalıştığı dosyaya eklenen bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
    Davacının Anonim şirket Kurucu ortağı olması yasa gereğince 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olması sonucunu doğurmakta ise de Sosyal Güvenlik Yasalarının temel amacının " kişilerin sosyal güvenliğini" sağlamak  olduğu gerçeği ve Dairemizin giderek Yargıtay"ın yerleşmiş uygulamaları gereğince söz  konusu  şirketteki payının % 3 gibi sembolik nitelikte kalması bu pay oranına dayanılarak davacının Bağ-Kur sigortalısı sayılmasının yerinde olmayacağı davacının ücret ve bağımlılık unsurlarını taşıyan hizmet akdi ile çalıştığının kabulü gerektiği aksinin kabulü halinde de davacının Bağ-Kur"a yapılmış bir tescili ve prim ödemesi olmadığı için 1479 sayılı Yasanın 22.2.2006 gün ve 5458 sayılı Yasanın 13.maddesi  ile değişik 1.3.2006 tarihinde yürürlüğe giren Ek 19. maddesi gereğince de Bağ-Kur sigortalısı  sayılamayacağı yine aynı yasaya 4956 sayılı Yasanın 47. maddesi ile eklenen geçici 18. maddesi gereğince de tescili mümkün olsa bile bu tescilin ancak 4.10.2000 tarihinde başlatabileceği ortadadır.  Bu halde 1479 sayılı Yasa"nın 24. maddesini lafzi yorum ile uygulayarak davacıya A.Ş. kurucu ortağı olduğundan 1479 sayılı Yasa kapsamında olduğunu kabul etsek dahi yasa gereği 4.10.2000 tarihinden önce  Bağ-Kur  tescilini yapmak mümkün olmadığına göre davacının Anayasal Sosyal Güvenlik  hakkından yoksun kalacağı ortadadır. Bu halde açıklanan nedenlere göre davanın kabulü gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile reddine karar verilmesi usul ve  yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmektedir.
    Kabule göre de 27.6.1956 gün ve  2/ 14 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da açıkça belirtildiği üzere  davacıya karşı birlikte sorumlu bulunan birden çok  gerçek ve tüzel kişi aleyhine açılan bir davanın davalılar için müşterek bir nedenden dolayı reddedilmesi halinde reddedilen miktar gözetilerek tek vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken yazılı şekilde  her davalı için ayrı ayrı  vekalet ücreti takdir edilmesi de doğru görülmemiştir.
    O halde, davacının  bu yönleri amaçlayan  temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 10.3.2008  gününde oybirliğiyle karar verildi.
     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi