23. Hukuk Dairesi 2014/5119 E. , 2014/7563 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/09/2013
NUMARASI : 2012/12-2013/299
Taraflar arasında görülen asıl ve birleşen tazminat davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 19.02.2014 gün ve 2013/8338 Esas, 2014/1193 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi asıl ve birleşen davada davacılar vekili ile birleşen davada davalı vekilince, istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.
- KARAR -
Asıl davada davacılar vekili, davacı arsa sahipleri ile davalı yüklenici arasındaki arsa payı karşılığı asıl ve ek sözleşme gereğince inşaatın teslim edildiğini, ancak eksik ve kusurlu işler bulunduğunu ve iskânın alınmadığını, C blok yapımının davalı yüklenicinin kusuru nedeniyle imkânsız hale geldiğini, bu nedenle sözleşmenin C bloğun yapımına ilişkin kısmını feshettiklerini ileri sürerek, davacıların arsa payları nazara alınarak K.. S.. ve K.. P.. için toplam 62.184,00 TL dönme cezasının, C blokun inşa edilememesi nedeniyle doğan menfi zarar nedeniyle 25.000,00"er TL"den toplam 50.000,00 TL, eksik ve sözleşmeye aykırı imalatlar için 10.000,00"er TL"den toplam 20.000,00 TL olmak üzere toplam 132.284,00 TL"nin ihtar tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili, yüklenicinin kusuru nedeniyle C bloğun yapılmasının imkânsız hale gelmesi nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 15.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı vekili, C bloğun yapımının imkânsız hale gelmesinde müvekkilinin bir kusurunun bulunmadığını, A ve B blokları tam ve eksiksiz olarak teslim ettiğini ve davacıların bağımsız bölümlerde oturduklarını, sözleşmenin davacılar tarafından feshedildiğini ve dönme cezasının talep edilemeyeceğini savunarak, asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, asıl ve birleşen davada dönme cezasına ilişkin talebin kabulüne, asıl davada eksik ve kusurlu iş bedeli talebinin kısmen kabulüne dair verilen karar, asıl ve birleşen davada taraf vekillerinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 19.02.2014 tarih ve 2013/8338 E., 2014/1193 K. sayılı ilamıyla, taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddiyle, taraflar arasındaki 23.02.2010 asıl ve 04.01.2011 tarihli ek arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri gereğince 56 ve 92 parsel üzerine A ve B blokların, 83 parsel ve bitişikteki yüklenici tarafından satın alınacak Milli Emlak Müdürlüğüne ait arkın birleştirilmesi suretiyle oluşacak parsel üzerine ise C bloğun yapılmasının kararlaştırıldığı, A ve B bloklar inşa edilmekle beraber C blok 83 no"lu parsele bitişik 97 no"lu parselin ihalesine yüklenicinin katılmaması nedeniyle yapılamadığı ve arsa sahiplerine de ihale hususunda bir ihbarda bulunulmadığı, öncelikle, yanlar arasındaki sözleşme esas itibariyle ayakta olup, C blok yönünden bir kısım sözleşmenin imkânsız hale gelmesinin söz konusu olduğu, bu itibarla, sonraki imkânsızlık nedeniyle şartları varsa tazminat ödenip ödenmemesine karar verilmesi gerekirken, mahkemece asıl davada bu talep hakkında olumlu veya olumsuz herhangi bir karar verilmemesinin doğru olmadığı, bunun yanında, istek kalemlerinden birisi olan sözleşmenin 27. maddesindeki hükmün, hukuki niteliği itibariyle BK’nın 158/III. (TBK 179/son ) maddesi gereğince dönme cezası mahiyetinde olduğu, bu tür cezanın istenebilmesi için karşı tarafça akitten dönülmesi gerektiği, somut olayda ise, imkânsızlık hali mevcut olup, davalı yüklenicinin sözleşmeden dönmesinin söz konusu olmadığı, bu nedenle dönme cezasına ilişkin istemin şartları oluşmadığından tümüyle reddi gerektiği, diğer yandan, asıl davada eksik ve kusurlu işlerin tahsiline karar verilmiş ise de, alınan bilirkişi raporu gerek imalat kalemleri, gerekse miktar yönünden birbiriyle çelişkili olduğu halde yapılan itirazlar da gözetilip bu çelişki giderilmeden karar verilmesinin hatalı olduğu, yine gerek asıl gerek birleşen davada talep edilen miktarlara faiz işletilmesi istendiği halde bu konuda da karar verilmemesinin usûl ve yasaya aykırı olduğu, son olarak, dayanılan maddi vakıaları ispat etmenin taraflara, davadaki hukuki nitelemeyi yapmanın hakime ait olduğu, birleşen davadaki talebin yüklenicinin kusurlu olduğu ileri sürülerek inşa edilemeyen C blok nedeniyle uğranılan zararın tahsili istemine ilişkin olduğu, keza sözleşmeyi fesih veya dönme halinin söz konusu olmadığı, şu halde sonraki imkânsızlık nedeniyle tazminat ödeme koşullarının oluşup oluşmadığı incelenerek sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, istenen tazminatın dönme cezası olduğundan bahisle karar verilmesinin de doğru olmadığı belirtilerek asıl ve birleşen davada taraflar yararına bozulmuştur.
Asıl ve birleşen davada davacılar vekili ile birleşen davada davalı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK"nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davacılar vekili ile birleşen davada davalı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, birleşen davada davalıdan alınması gereken harç peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, asıl ve birleşen davada davacılardan 52,40 TL harç ve asıl ve birleşen davada davacılar ile birleşen davada davalıdan takdiren 226,00"şar (226,00x3=678,00) TL para cezasının karar düzeltme isteyenlerden alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 25.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.