8. Hukuk Dairesi 2013/12684 E. , 2014/3386 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Söke İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/11/2012
NUMARASI : 2012/27-2012/325
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı ve davalı taraflarından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire"ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR
Borçlu İcra Mahkemesine başvurusunda, haczedilen taşınmazların kendisi ve ailesinin geçimi için ziraat işlerinde kullanıldığını açıklayarak hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemece talebin kısmen kabul kısmen reddine karar verilmesi üzerine, hüküm 12.Hukuk Dairesi"nin 06.12.2012 tarih ve 2011/9383 Esas, 2011/26690 Karar sayılı kararıyla bozulmuş ve Mahkemece bozma ilamına uyularak haczedilmezlik şikayetine ilişkin talebin reddi ile Söke 1. İcra Müdürlüğü"nün 2010/111 ve 2010/113 takip sayılı dosyalarında haczedilen Söke İlçesi, Pamukçular Köyü, ve no"lu parseller, Söke İlçesi, Kisir Köyü ve no"lu parseller ve Söke İlçesi, Sayrakçı Köyü no"lu parsel sayılı zeytinlik niteliğindeki taşınmazların (davacıya ait hisselere ilişkin olarak) satılarak satış bedelinden 09.11.2012 tarihli ziraat bilirkişisinin ek raporunda belirtilen borçlu davacının geçimi için zaruri olan zeytinlik niteliğinde taşınmaz alması için gerekli olan 25.200,00-TL"nin borçlu davacıya verilmesine, artan bedelin ise alacaklı davalıya ödenmesine, satışın borçlu davacının geçimi için zaruri olan zeytinlik niteliğindeki taşınmazı alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmiştir.
Hüküm, borçlu vekili ve alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İİK"nun 82/4.maddesi uyarınca borçlunun kendisi ve ailesinin geçimi için zaruri olan tarım arazisi haczedilemez. Borçlunun bu maddeden yararlanabilmesi için asıl uğraşısının çiftçilik olması gerekir. Yani geçimini çiftçilik ile temin etmelidir. Bunun için borçlunun bizzat kendisinin ziraat yapması zorunlu olmayıp tarım arazisini ortakçıya (yarıcıya) vermek suretiyle işletmesi halinde de bu madde uyarınca haczedilmezlik şikâyetinde bulunabilir. Asıl işi çiftçilik olan borçlunun yan gelir elde etmek amacıyla yan işler yapması çiftçilik sıfatını ortadan kaldırmaz. Böyle bir durumda borçlunun kendisi ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazinin miktarı haczedilen tüm taşınmazların keşif ve bilirkişi incelemesi ile belirlenmeli ve borçlunun elde ettiği ek gelirler de dikkate alınarak hesaplama yapılmalıdır.
Somut olayda; bozma ilamına uyulmasına rağmen gerekleri yerine getirilmemiştir. Yerel Mahkemece bozma sonrası alınan 09.11.2012 havale tarihli bilirkişi raporu hükme esas tutulmuş ise de, bu rapor bozma ilamında belirtilen hususları ihtiva etmemektedir. Dayanılan bu raporda; hangi tarladan ne kadar gelir elde edildiği, eşinin ve kendisinin diğer gelirleri gözönünde tutularak borçlunun yıllık geçimi için gerekli miktarın belirlenmesi yerine, borçlunun eşinin Bağ-Kur emekli maaşı ve asgari ücretle geçimi için gerekli olan miktarın 18 dekar zeytinlik olduğundan bahisle, 18 dekar zeytinliğin 25.200 TL"ye alınacağı belirtilmiştir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında kaç dekar zeytinliğin borçlunun ihtiyacını karşıladığı değil, eşinin ve kendisinin diğer gelirleri de dikkate alınarak yıllık geçimi için gerekli paranın belirlenmesinden sonra, geçimi için gerekli olan tarlalar yönünden haczin kaldırılacağı, diğerleri için haczedilmezlik şikayetinin reddedileceği düşünülmelidir. Ayrıca ve parsel sayılı şikayete konu taşınmazlar üzerinde 23.01.2007 tarihli ipotek mevcut olup, ipoteğin hangi amaçla tesis edildiği saptanmalı, zorunlu ipotek niteliğinde olması durumunda, bu hususun haczedilmezlik şikayetinin incelenmesine engel teşkil etmeyeceği nazara alınmalıdır.
Mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamı kapsamında işlem yapılmayıp, yukarıda belirtilen kurallara uygun olmayan ve hatalı değerlendirme yapan bilirkişi raporu ile sonuca gidilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Tarafların temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK."nun 366. ve HUMK."nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
25.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.