21. Hukuk Dairesi 2007/6538 E. , 2008/3723 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Mersin 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 20/06/2006
NUMARASI : 2003/338-2006/484
Davacı, davalı işveren nezdinde 15.03.1980-28.02.1990 ve 21.02.1995-20.12.2001 tarihleri arası çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davacı, davalılara ait işyerinde 15.03.1980-28.02.1990 ve 21.02.1995-20.12.2001 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitini istemiştir.
Mahkeme istemin reddine karar vermiştir.
Davacının 15.03.1980-28.02.1990 tarihleri arasındaki isteminin 506 sayılı 79/10. maddesi uyarınca hak düşürücü süreden reddi gerektiğinden bu yönden davanın reddine ilişkin hüküm doğrudur. Ancak 21.02.1995-20.12.2001 tarihleri arasındaki talebin reddine ilişkin hüküm yetersiz inceleme ve yanlış değerlendirmeye bağlı olduğundan doğru görülmemiştir.
506 sayılı Yasa’nın 2. maddesi sigortalılığı hizmet akdine göre bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılma koşullarına bağlı olarak kabul etmiştir.Sigortalılığın oluşması yönünden ilk şart taraflar arasında hizmet akdinin varlığına ilişkindir.506 sayılı Yasa yönünden hizmet akdinin ana koşulları zaman ve bağımlılık unsurlarına bağlı olarak ortaya konulmaktadır. Zaman unsuru, iş görecek kişinin belli bir zaman dilimi içerisinde hizmetleri işverenin emrine hasretmesidir.Bu zaman dilimi günün tüm süresini kapsayabileceği gibi günün veya haftanın belli saatlerine de hasredilebilir. Haftanın veya ayın belli gün ve saatlerinde dahi çalışma söz konusu olabilir. Asıl olan düzenli çalışma ilişkisinin varlığıdır. Çalışanın hizmetini belli zaman dilimi içerisinde, işveren emrinde ve onun vereceği direktif doğrultusunda gerçekleştirilmesi hizmet akdinin ikinci unsuru olan bağımlılık unsurunu oluşturur. Hizmetin fiilen verilmesi her durumda zorunlu değildir. İşverenin emir ve gözetimi altında hazır beklemek durumunda dahi bağımlılık unsuru gerçekleşmiş sayılır. Belirtilen iki ana unsurun birlikte gerçekleşmesi durumunda 506 sayılı Yasa açısından hizmet akdinin oluştuğu sonucuna ulaşılır. Sigortalılığın diğer koşulları ise, işin görüldüğü işyerinin bulunması, eylemli çalışmanın varlığı, bir başka deyişle işverenin emir ve direktifleri altında bilfiil gösterilen işin yapılması ve Yasa’nın 3. maddesinde gösterilen istisnalardan bulunmamaktadır. Sigortalı sayılma yönünden gerek ücretin kendisi gerekse ödenme biçim ve yöntemi zorunlu değildir. Son olarak da sigortalılık işe alınmakla kendiliğinden oluşur.
Mahkemece sigortalılık yönünden yukarıdaki açıklamalar dikkate alınarak değerlendirme yapılmadığı gibi davacı tarafına tanıkları ile komşu işyeri tanığı olan M. K.’un ve halde katiplik yapan M.K.’ın beyanlarının dikkate alınmadığı, M.S.Hali Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi’nin 25.05.2004 tarihli yazısı ve yazıda özellikle davacının Ç. K. Evinde çalıştığının belirtilmesinin de nazara alınmadığı davacının Bağ-Kur kaydının mevcut olmadığı bu durumda kendi nam ve hesabına çalışmanın da söz konusu olmadığı tüm bu deliller göz ardı edilerek davalı taraf tanıklarının beyanlarına ağırlık verilerek sonuca gidildiği görülmektedir.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın mahkemece 21.02.1995-20.12.2001 tarihleri arasındaki istem yönünden verilen hüküm usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 10.03.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.