Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2010/4276 Esas 2010/5655 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/4276
Karar No: 2010/5655
Karar Tarihi: 13.05.2010

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2010/4276 Esas 2010/5655 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2010/4276 E.  ,  2010/5655 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 02.02.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında isim düzeltme istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 22.05.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı mirasçıları vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    _K A R A R_

    Davacı, 26 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydındaki 1089/ 3072 pay maliki “... kızı, ...” kimlik bilgilerinin “... kızı, ...” olarak düzeltilmesini istemiştir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hükmü, davacı mirasçıları vekili temyiz etmiştir.
    Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
    Davacı, murisine ait 26 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin nüfus bilgileri ile uyumlu hale getirilmesini istemiştir. Davaya konu edilen taşınmazın tutanağı 18.01.1971 tarihinde düzenlenmiştir. Tutanağa malik belirlenirken revizyon alınan tapu kayıtlarının bir kısmının medeni kanunun kabulünden hatta cumhuriyetin ilanından önce tesis edilmiştir. Dayanak tapu kayıtlarının Osmanlıca ile yazıldığı anlaşılmaktadır. Bu kayıtların mahiyetinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile anlaşılması mümkün olamayacağından tapu sicilinde tasarruf elemanı olarak çalışmış ve feraiz bilgisi de bulunan uzman bir bilirkişi seçilerek, revizyon tapu kayıtlarının bulunduğu yerde görevlendirme yazısı da verilerek, davacının murisi “... kızı, ...” ile kayıt maliki “... kızı, ...” arasında nüfus kayıtları da incelenerek aralarında bağlantı bulunup bulunmadığı konusunda rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmelidir.
    Mahkemece, eksik araştırma ve inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru bulunmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    Kabule göre de, davanın niteliği gereğince, vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmesi gerekirken, nispi vekalet ücreti takdiri doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 13.05.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
















    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.