23. Hukuk Dairesi 2014/6804 E. , 2014/7548 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Manisa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/12/2013
NUMARASI : 2013/296-2013/519
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili Av. N.. İ.. ile davacı vekili Av. N.. Y.."ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkilinin 2010 yılı Haziran ayında kooperatif üyeliğinden ayrıldığını, üyelikten ayrılma tarihine kadar yaptığı ödemelerin tahsili amacıyla icra takibi başlattığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile % 40 icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 12.12.2013 tarihli oturumda, işlemiş faize ilişkin isteminden feragat etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, taraf vekillerinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 16.10.2012 tarih ve 2012/4839 E., 6062 K. sayılı ilamla, davalı vekilinin temyiz itirazları reddedilerek, davacı vekilinin temyiz istemi bakımından; davalı genel kurulunda alınan kararın 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 17/2. maddesi anlamında erteleme kararı olmadığı, davacı çıkma payı hesabı yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinden bahisle bozulmuş, yerel mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacının işlemiş faiz isteminden feragat ettiği, davalı kooperatifin çıkma payı alacağının aslı olan 48.620,00 TL’yi ödediği gerekçeleriyle, asıl alacak bakımından karar verilmesine yer olmadığına, işlemiş faize ilişkin istemin feragat nedeniyle reddine, asıl alacağın % 40’ı olan icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline, takip tarihinden asıl alacağın ödendiği tarihe kadar olan yasal faizin davalıdan tahsiline karar verilmiş, davalı vekilinin, icra dosyası vekalet ücretine ilişkin tavzih istemi ise reddedilmiştir.
Kararları, davalı vekili temyiz etmiştir.
1)Tarafların tüm delilleri toplanıp, incelendikten ve son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin, HMK"nın 298/3. maddesi uyarınca kararı, gerekçesi ile birlikte yazması ve hüküm sonucunu HMK"nın 294/3. maddesinde öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır. Ne var ki, uygulamada HMK"nın 294/4. maddesi hükmüne dayanılarak zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucu tutanağa geçirilip, tefhim edilmekte, gerekçeli karar daha sonra yazılmaktadır.
İşte bu gibi hallerde, HMK"nın 294/3. maddesine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa karara uygun olarak gerekçeli kararın yazılması zorunludur. Esasen, kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan el çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak bulunmamaktadır. HMK"nın 298/2. maddesi uyarınca, gerekçeli karar tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili ya da farklı olması, yargılamanın aleniyetine, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasa"nın 141. maddesi ile HMK"nın yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca, anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Aksi düşünce ve uygulama yargının, yargıcın ve kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile bağdaşmaz.
Somut uyuşmazlıkta, 12.12.2013 tarihli duruşmada tefhim edilen kısa kararın 5. bendinde, “iş bu dava dosyası yönünden belirlenecek vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının icra dosyası yönünden vekalet ücreti talebinin reddine” karar verildiği açıklanmıştır. Gerekçeli kararda ise davacı yararına 5.598,20 TL vekalet ücretine hükmedildiği halde, kısa kararda değinilen icra dosyasına ilişkin vekalet ücreti ile ilgili olarak herhangi bir ibare yazılmamak suretiyle kısa ve gerekçeli karar arasında farklılık ve çelişki yaratılmıştır. Bu durumda, 10.04.1992 gün ve 1991/7 E., 1992/4 K. sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme kararı çerçevesinde, mahkemece, bu kısa karar ile bağlı kalınmadan, yeni bir kısa ve buna uygun gerekçeli karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.